12 Aralık 2013

we teach love / bana aşkı öğret

uzun zamandır blogda size bahsetmek istediğim bir film di we teach lowe.
artık zamanı geldi dedim ve dün akşam bilmem kaçıncı kez izledikten sonra bu akşam yazısını yazmaya karar verdim :)
12 yıl boyunca aynı adamı karşılıksız sevdiniz mi ? 
ya da aşk nedir ?
bir ömür karşıdan sessizce sevmek mi ?
ya da emek etmek mi ?
bu soruların cevabını  bu filme alamasanız da tatlı,sevimli bir yetişkin aşkıyla karşı karşıya kalıyorsunuz.
ama hemen hatırlatayım her zaman ki gibi sağ gösterip sol çakan kore filmlerinden :)


baş rollerinde tatlı kızımız kim kyu ri var.kendisini severim doğrusu.bu filmde de romantik komedi için çok hoş bir performans sergilemiş.kendisinin çok sevdiğim ve hayranı olduğum iki kore'li aktörle filmi vardır. ( kızgın ve kıskanç yüz ifadesi :) ) biri bu filmdeki, ki tae young'umuz diğeri de phungsan doğ (ayrıca türkiye ziyaretinden oluşan 20 bölümlük bir belgeseli de vardır ki videolarına youtube'den ulaçabilirsiniz ) filminde ki yoon kye sang'ımız :) 


baş oğlanımız da az önce bahsettim karizmatik ve muhteşem ses tonuyla tiyatro eğitimi de almış ve halen kore'de bence kıymeti idrak edilememiş ki tae young.eu jin ile evlendiğine halen inanamıyorum desem :) neyse ergen genç kız hayran tribini bırakıp kendisine mutluluklar diliyorum :P
konusu kısaca şöyle ; lee jin yi 12 yıl boyunca aynı adamı sevmektedir ve artık canına tak ettiğinden sevdiği adamın dikkatini çekebilmek için bir flört danışmanlık şirketine baş vurur.artık kader ağlarını örer ve filmimiz başlar.tv filmi olarak çekilmiş bu romantik komedi tarzında ki film bence süre olarak oldukça kısaydı.
hikayeyi biraz daha zenginleştirmek mümkünken yapımcılar tv seyircisini fazla sıkmak istememiş olacaklar ki 
film kısalığından tadı damağımızda kalıyor :)


romantik komedi olması hasebiyle filmde bir aşk üçgeni söz konusu.ve hiç beklemediğiniz sürprizlerle karşılaşıyorsunuz filmde.zevkle izlenilecek keyif alınacak bir film.
hoş bir akşam geçirmek istiyorsanız ne seyredeyim diye düşünmeden izleyin derim.


filmden hoş bir kare.


peyzaj mimari olan ve çiçekleri çok seven baş kızımızdan sangsawa çiçeği hakkında çok hoş bilgiler.
bottanikçi de olabilir bak,emin olamadım şimdi :)


onu sevdiğime dair anılar sadece benim beynimde saklı,eğer o anıları unutursam sanki hiç aşık olmamış sayılırım..

seni sevmeme izin verdiğin için teşekkürler..

tralier..


Allah senin kapından aşk sarayına birini alacaaksa ,o insana sen nasıl ben seni sevmiyorum dersin ?
aşkın göz yaşlaı (tebrizli şems)
filmin sonu nedense bana aşkın gözyaşları kitabında geçent bu sözü hatırlattı..

aşkı söylediğinize hiç pişman olmayın,söylemeseydiniz hiç hatırlanmayacak,bilinmeyecek ve hiç hissedilmemiş gibi olacaktı...su

iyi seyirler..

9 Aralık 2013

bukre,kahraman tazeoğlu...


bir çırpıda göz yaşlarıyla okudum bukre'yi.okuduklarımız hislerimzle ya da yaşadıklarımızla örtüştükçe bizleri ne kadar da derinden etkileyebiliyor.

bukre okuduğum ilk kahraman tazeoğlu kitabıydı.
ayrı  ayrı bölümlerden oluşuyor kitap.ilk bölüm roman.roman kısmını okurken aslında bu hikaye için 300 sayfa çok diye düşünmüştüm ki yazar da aynı şeyi düşünmüş olmalı.kitabı zirvede bitirip ayrı bir bölümle devam etmiş.
ikinci bölüm soğuk kahve ya da sabah uykum'dan farklı değildi.bu da bana bu tarz yazmak moda olmuş olabilir düşüncesine sevk etti. yine de göz yaşlarıyla okudum pek çok satırı.
genel olarak içi boş bir kitaptı.okuyunca size bir şey vermeyen okumayınca bir şey kaybetmediğiniz.
 ben sadece duygusunu kendi duyguma yakın hissettim ve göz yaşlarım döküldü gitti.


bukre'nin hikayesi çok dokunaklıydı ama daha üniversite sınavına hazırlanan bir genç kızın yaşanmışlıkları da insanı hayıflandırmıyor değildi hani. 
ikinci kısımda da  birbirinden güzel değerlendirmeler ve sözler vardı.kitapta.
bence ahmet batman ve kahraman tazeoğlu çok iyi kapışır :))
her iki yazar hakkında da,yazarlık geçmişleri hakkında da derin bilgiye sahip değilim ama okuduklarım bana böyle hissettirdi.yazım tarzları aynıydı çünkü.
neyse okuyun kitapları da siz de benim gibi mi düşünecek siniz bir görelim :)


kitaptan  pasajlar :

aşkın bir bekleme odası vardı.orada oturup sırasını bekliyordu bukre..

kasımı yaşayamıyorsan eylülde kalmışsındır.

bazı insanlar hayatlarına giren kişiye hayatlarına girdikten sonra ihtiyaçları olduğunu anlar ;eksikliği bilmemektir bu.

bir yenilgi daha yaşamak istemiyorsun...
(istemiyorum)

aşk zaman tanımaz.ne durdurabileceğimiz,ne de erteleyebileceğimiz bir duygudur o.

insanın yarasına tek başına,kendi kendine sarması iyileşmek midir ?

iki tür insan vardır hayatta.az yaşayıp çok ölenler,çok yaşayıp öldüğünü bilmeyenler.
(bir düşündüm de sen öldüğünü bilmeyenlerdensin.)

kimini gidenler yakar,kimini kalanlar...
aşka en çok,çok seven inanır,en büyük zararı da o görürr.

BİR İNSANIN RUHUNU ANCAK YARALARINDAN GÖREBİLİRSİN...

hüzünlü şehirlerin kaldırımları...

o kadar farklıydık ki birbirimizden.sen kendini kazanmak uğruna,ben,beni kaybetmek pahasına sevmiştim.ben yolunu yolum yapmıştım,sen geçerken uğramıştın.hak ettiğim aşkın sen olmadığını biliyorum artık.ama sen olmasan bunu hiç anlamayacaktım.

bir insan kalbi defalarca gücenebilir başkalarına.ama bir defa kırılır bazılarına...


alıntı 
Güzellik, bakmayı bilen gözdedir sevgilim. Artık kendime layık olanı seçebiliyorum sayende. Bir insanın gözlerine bakıp, kalbini görebiliyorum her seferinde. Eskisi gibi değilim. Neden mi senden çok daha öndeyim? Herkesin dünyası kendi gördüğü kadardır sevgilim. Sen önüne bakarken, ben uzakları ezberledim. Sen olup bitenlerle ilgilenirken, ben olmayanın izindeydim. 

Çivi çiviyi sökermiş, yalnızlığı kanatan hüzünlü şarkılar, yalnızlığa iyi gelirmiş. İşte ben bu şekilde hayata karşı direndim. Keşke bana akıl vereceğine, aklımı alacak kadar beni sevseydin. Ben, bir çocukluk edip büyüdüm işte! Sen büyümüşsün ama doğmamışsın bile. Ben, senin doğrundum sevgili. Ötekiler gelip geçerdi. Sen doğru olanı değil, geçerli olanı seçtin. Terk etmek kazanan olmaya yeter zannettin. 

Bana, bir veba busesi bırakıp gittin; bak şimdi yerini başkaları aldı. Bu aşkın vebası sende, busesi bende kaldı. Seçtiğin yolda sana mutluluklar diliyorum. Unutmak alışmaktır. Unutursun demiyorum… Ama alışacaksın biliyorum.
(Tanıtım Bülteninden)
Kahraman Tazeoğlu kendine has bir tarzı olan ender yazarlardan bir tanesi. Son olarak Bukre kitabı ile yine kendine has üslubu ile okurlarını kendine bir kez daha hayran bırakıyor.

Kahraman Tazeoğlu tüm romanlarında olduğu gibi Bukre kitabında da müke
mmel bir edebi dil kullanılıyor. Şiir gibi cümlelerden oluşan sevgiliye yazılar okurları oldukça etkiliyor. Romanda sitem, tutku, arzu, aşk, sevki, hayalkırıklığı vs gibi ilişkilerin içinde olan her türlü duyguyu bulmak mümkün.

kahraman tazeoğlu

Kahraman Tazeoğlu 10 Ağustos 1969 yılında İstanbul’da doğdu. Tahsil hayatını İstanbul’da tamamladı. (şair-yazar ve radyocu)
2001 yılından bu yana çeşitli türlerde kitaplar yazmakta. 
daha iyisini bulup okuyabilirsiniz...
keyifli okumalar..

7 Aralık 2013

momiji / japon akçaağacı

japon akçaağacı
momiji 

(alıntı)

Doğanın güzelliklerini takdir etmeyi seven Japonların güz ayları için güzel bir aktivitesi vardır.
Yaprakların mevsim nedeniyle renk değiştirmesi ile ortaya kırmızılardan sarılardan inanılmaz güzellikte manzaralar çıkar ki baharda kiraz çiçekleri (sakura) izlemek ne kadar önemliyse güz içinde momijileri izlemek odur.
Momiji renk değiştiren ağaç yaprakları manasındadır ve güz aylarında momiji izlemeye gitmek, momiji festivallerine katılmak popüler bir aktivitedir. Festivallerin içeriği ve uzunluğu düzenlendiği yere göre değişir. Ama katılımlar en çok haftasonları olur.
Bu gelenek momiji manzarasını izlemek için insanların dağlara çıkmasına kadar uzanan eski bir gelenektir. Japonya renk değişiminin en güzel şekilde görülebileceği ağaçları yetiştirmeye uygun iklimiyle sıcaklıklar 10 derecenin altına düşmeye başlayınca özellikle daha güneş alan dağlık alanlardaki manzaralar görülmeye değerdir.
Günümüzde özellikle Kyoto yöresindeki Takao Dağı ve Arashiyama tapınağı manzarası turistlerin hedefi olmaktadır. Dağdan yukarı çıkmak için çeşitli kablolu taşıma araçları, teleferikler vs kullanılabilirken bu esnada ziyaretçilere çeşitli dans ve mimik göstericileri ile geleneksel müzik çalgıcıları eşlik eder. Geleneksel müzikten kastım Taiko denilen davul çalma gösterileri ile koto denilen kanuni benzeri bir çalgı ile shakuhachi denilen bambudan yapılmış flütlerdir. Momiji izlemeye çıkan insanlar yanlarına sakura izlemeye gittiklerindeki gibi yemek kutuları (bento) ve sake de alabilirler, tursitik yörelerde çeşitli yemek standları da bulunur.
Nara’da Tanzan Tapınağında Momiji festivali 1 Ekimde başlar ve 2 ay boyunca sürerek 30 kasımda biter. Ama o tapınağın portakal renkli tahta pagoda mimarisi ile koyu kırmızı olmuş akçaağaç (çınar) yapraklarını bir arada görmek için 2 ay anca yeten bir süredir. Kyoto’daki Arashiyama’da yakındaki Oi Nehrinden özel dizaynlı botlar geçerken geleneksel sanatlar ve geleneksel çalgılar olan koto ve shakuhachi ile müzikler çalınır. Kasım’ın ortasında Wakayama’daki Kumano Nachi Tapınağında bir festival düzenlenir. Burada manzaranın güzelliği ile ilgili kısa şiirler kağıda yazılır ve o yörenin ünlü kutsal şelalesi Nachi’den aşağı küçük dallara bağlanarak bırakılır. Kasım’ın başlarında Kagawa’daki Kotohire Tapınağındaki ve Kumamaoto’daki Aso Tapınağının festivalleri de ilgi görür, bunlar dışında Tochigi Yöresindeki Nikko ve Kanagawa yöresindeki Hakone’de popüler momiji manzaralarına sahip mekanlardır.











 size bir anime ile veda edeyim :)
biraz hüzün,,biraz sonbahar,biraz yağmur,biraz anılar...



Related Posts with Thumbnails