30 Nisan 2016

high end crush.




uzun bir aradan sonra izlediğim eğlenceli bir kore dizisiydi high end cursh.
mini dizi tarzındaydı,her bölüm 20 dakikalık.aslında hem kıvamında kalmış hem de tadı damakta.

 baş roller de: jung il woo ve jin se yun var.
jung il woo bir müzik şirketi patronudur ve hiç aşık olmamıştır.derken dağ da yaşayan evet evet yanlış duymadınız dağ da yaşayan jin se yun'la karşılaşır ve hiç hesapta yokken tek taraflı bir aşk başlar.acemi ve şaşkın aşığımız jung il woo aşkına karşılık alabilmek için bir aşığın yapması gereken her şeyi yapar ama karşılık alabilecek midir ? izleyin ve eğlenceye sizde orak olun.

 ya laf aramız da kalsın kore dizisi izlerken aklımdan geçen  şey hep bu aşık aşık bakan aktörler oluyor bea :) diyorum ki yahu biri bana da böyle aşık aşık baksın :)) ee amin deyi verin be ya :)


tabloluk görüntüler var son bölümde laf aramız da :)


 jung il woo,oyunculuğunu lee jun ki'ye benzetirim.ikisinin de oyunculuğu bence "her rolün oyunculuğu"tarzında..her ikisinin de tarzı daha çok johnny depp gibi diye düşünüyorum.sanırım anlaşılırın dışında tuhaf iki cümle kurmuş olabilirim:)
yani çok amerikan vari,kore standartlarının üstünde ya da amerikan standartlarının üstünde oyuncular diyorum falan filan :)

benim keyif aldığım bir romantik komedi oldu.zira romantik komedi hiç sevmem sadece menşei kore olursa izlerim.çünkü amerikan yapımlarında çok sakil oluyor ben sevmiyorum bu tarzı.
ama eğlenceli bir dizi.bir günde bitirdim yahu :/ 
keşke daha uzun sürseydi.

trailer


ost


iyi seyirler..

29 Nisan 2016

kitap alışverişi.


son günlerde bol bol yine kitap alıyorum.
işte son alış verişten manzaralar.
biraz popüler kitap aldık.



alış veriş sonrası kahve ve nargile molası vermiştik :)


okuyan canavar minikler :)


intagramdan bir bayan bana şiir kitabı gönderdi.


geçtiğimiz perşembe akşamı saat sekiz de soda almaya diye çıkıp kitap alıp kahve içip dominos
pizza da yemek yeyip eve dönmüştük :)


vee kütüphaneciğim de son durum :)


darısı tüm isteyenlerin başına efenim :)

bayan peregrine'nin tuhaf çocukları,ranssom riggis


filmi vizyona girmeden kitbı okumak istedim
ve okudum :)
aman ne önemli bir cümle oldu.:)
her ne ise.kitap oldukça sürükleyiciydi.
biraz çocuk kitabı gibi olsa da içinde ki resimlerin rahatsız ediciliği kitabın yaşı ufak okurlar tarafından okunmasını engelleyebilir.zira kızım korktu ve okumak istemedi.
filmin fragmanı kitaptan çok daha öte de bir şey olmuş.
çünkü kitabın kapağı ve içeriği biraz daha kasvetli.ben okumaya başladığımda ilk önce filmin fragmanıyla bağdaştıramamıştım doğrusu.fragman ne kadar renkli ve göz alıcı olsa da kitabı okurken çok fazla renkli bir dünyayı gözünüzde canlandıramıyorsunuz.ya da ben bunu yapmayı beceremedim.
neyse yine de kitap çok sürükleyici bir günde bile bitebilir merakla.
ikinci kitabı öğretmen arkadaşım hediye aldı.şimdi ilk iş onu okumak olacak.
fantastik kurguyu seviyorsanız bence illa ki okumanız icap eder derim.
insanı şaşırtan bir kitap.
her şey son derece tek düze ve siyah beyaz başlarken birden bire fantastik a acayip bir dünyaya ayak basıyorsunuz.
resimlerle zenginleştirilimş bir kitap ve ayrıca resimler toplandıkça metin oluşturulmuş anladığım kadarıyla.
lafın özü im burton hayranıysanız film vizyona girmeden,fantastik edebiyat hayranıysanız hemen kitabı okuyun derim.eğleneceksiniz.
hayata kısa bir mola vermeye ve kafa dağıtmaya bire bir bir kitap.




Tüm bunlar kurgu ile fotoğrafçılığı nefes kesici bir şekilde bir araya getiren ve unutulmaz bir okuma deneyimi sunan Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları romanında keşfedilmeyi bekliyor. Yaşadığı korkunç aile trajedisi yüzünden Galler kıyılarındaki, dünyadan uzakta kalmış bir adaya yolculuk eden on altı yaşındaki Jacob, burada Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocuklar Yetimhanesi’nin yıkıntılarını keşfetmekle kalmayıp, Bayan Peregrine’in çocuklarının sadece tuhaf olmaktan çok daha fazlası olduğunun farkına varır.
New York Times bestseller listesinden 108 haftadır inmeyen, aklınızdan çıkmayacak eski fotoğraflar eşliğinde okuyacağınız Bayan Peregrine’in Tuhaf Çocukları, gölgelerde geçen bir macera arayan her yaştan okuyucuyu içine çekecek eşsiz bir roman.
“Gergin, duygusal ve tuhaf mı tuhaf bir ilk roman. Fotoğraflar ve metin birbirini tamamlayarak unutulmaz bir 
hikâye yaratıyor.



 - John Green, Kâğıttan Kentler ve Aynı Yıldızın Altında kitaplarının çoksatan yazarı
“Bu, hipsterlar için yazılmış bir Harry Potter kitabı. Geçtiği dünyaya ve verdiği hisse bayıldım.”
- Felicia Day
“Fotoğraflar olmasa bile hikâye kendi başına yetermiş fakat fotoğraflar hikâyeye karşı konulmaz bir gizem ekliyor. Birinci gözden anlatı samimi, komik ve etkili. Serideki bir sonraki kitabı dört gözle bekliyorum.”

- Rick Riordan, Percy Jackson ve Olimposlular serisinin yazarı
“Kategorilere sığmayan, orijinal bir yapıt.”
- Library Journal



kitap hakkında



bayan peregrine'nin tuhaf çocukları kitabı yazısı için buraya tıklayınız
bayan peregrine'nin tuhaf çocukları gölge şehir kitabı yazısı için gölge şehir
bayan peregrine'nin tuhaf çocukları ruhlar kütüphanesi kitbı yazıısı için buraya tıklayınız


filmin traileri

ranssom riggs
1980 doğumlu amerikalı yazar.
bayan peregrine'nin ve tuhaf çocuklarının babası :))


heyecanla beklenen bir film,merakla okunan bir kitap,keyifli fantastik zamanlar..
daha ne olsun.
fantastik kurgu meraklılarına tavsiye ederim..

izlediğim diziler..


izlediğim dizilerden size bir öneri listesi hazırlayayım dedim.
içinde harikalar diyarı olan her hangi bir şey olur da ben izlemez miyim .
yani başladım 
once upon a time wonderland



trailer
alice'yi hiç beğenmedim.daha farklı bir kız olsaydı keşke :/


jonathan strange & mr.norell
bu tarz dönem dizilerine bayılıyorum.hele de bbc yapımı ise.
bir büyücü hikayesi



trailer

night watchman's journal
fantastik tarihi bir dizi.
yine jung il woo var.
seviyorum ben bu oğlanı yea ,erkek kardeşim gibi :))
çok iyi oyuncu çook.



trailer


high end rush
jung il woo'nun oyunculuğunu ne kadar sevdiğimi blogu takip edenler bilir.
yepyeni dizisii.
tabi ki kaçırmam izlerim.



trailer



unkind women
izlemeye niyetimin olduğu bir dizi.
az sonra ilk bölümüne başlayacağım.




okulların kapanmasına son on beş gün kala birinci sezondan itibaren yeniden izlemeye başladım ve yaklaşık bir aydan kadar sürdü arka arkaya 11 sezon izlemek.ara verdiğim için ve olumsuz şeyler düşünmeye başladığım için üzüdüm bile.arka arkaya izleyince dizi tam bir nlam kazandı kafamda.çünkü son sezonlarda bayağı bir atladığım bölüm olmul ve de unuttuğum konular.şimdi tekrar bir supernatural hayranıyım.ergen dizisi diyenler halt etsin ayool :)
ama 11.sezon da  konu tanrı olunca noluyoz lan demedim değil :)
supernatural 11.sezon


konudan iyice koptuğumu söylemeliyim.


şimdilik bu kadar.
yenilerini izlemeye başlarsam buraya eklerim.

24 Nisan 2016

pazar postu :)


son günlerde neler yapmışız bir bakın.
ağrı'dan istanbul'a bir hediye kolisi gönderdik,bir sefer de annem ve erkek kardeşim bizi ziyaret ettikten sonra göndermiştikçonların resimlerini çekmek hiç aklıma glemdei hem kız kardeşlerime hem yeğenlerime buradan hediyeler yollamıştık.
ee kardeşler durur mu onlar da bize yollamışlar.
en çokta prensesim mutlu oldu :)
teşekkürler kız kardeşlerim :)

benimde şimdi göndermem gereken hediyeler daha var en başta sevimli blogger meri'ye göndermeliyim heep aklımdasın küçüğüm <^3

bakın paketten neler çıktı.


hemmen siftahladık tabi ki :)


sonra bir gün yine kahve içmişiz :)
resmin siyah neyaz zamanları da kahve içilirdi elbet..


hımm sorarlarsa kahveyi kızı yapmış değin :)


sonra bir akşam üç kız oturup ruhlar bölgesini izlemişiz.
korkmak mı ? yooo ne korkması bee :))


sonra ben yeni kahve makinamdan kendime kahve yapmışım.
ve günler böyle geçip gidiyormuş..,


sağlıcakla dua ile kalın...

piknik..


geldik bir son günlerde neler yapıyorum postuna daha.
hafta sonu yani dün,cumartesi itibariyle ağrı'lı öğretmen arkaşın köyüne pikniğe gittik.
aslında köy merkeze çok yakındı.kulağına kulaklığını yapıp bizim evden çıkıp yürüyüş maksadıyla 45 dak da varılabilir.çünkü arabayla 5 dakika da oradaydık.
gerçi ben gripten muzdarip olduğumdan dolayı erkenden eve dönmek zorunda kaldık zira pek çok bi hastaydım.
şuanda da bu postu sümkürük ve öksürük eşliğinde yazıyorum :))
ağrı'da yeşile hasret kaldığımız doğrudur bu piknik bize  çok iyi geldi o yüzden.
bir deniz ve yeşil şehri olan istanbul'da doğmuş büyümüş bir insan olarak ağrı'da gerçekten doğa açısından zorluk çekiyoruz.,sert ve uzun bir kışı ve kısa süren yaz mevsimi  olduğundan dolayı burada ağaç yetişmiyor ne yazık ki :/
ama bu köy ziyereti çok iyi geldi çok.
ilk önce kitaplarımı göstereyim kitapağacının bu ay ki kitabı niçe ağladığında ve bayan peregrine'nin tuhaf çocukları.



prensesim ve ben


düşünüyorum da şu hayatta ne kadar da çok oksijen ziyanlığı insanlar var.
te allam yareppim yea :PP

 





bahar geldi ama ağrı'da dağların hala başı karlı.



her yer çayır çimen başka da bişey yok ama onu bile özledik ağrı'da.çünkü kar yerden altı ay kalkmadı o_O





 ayaklarım ve doğa olmadan olmazdı :)



uzaklarda musmutlu bir çocuk görüyorum :)




güzel bir cumartesiydi tekrarı nasip ola.
ayrıca gizliden gizliye takip edip eleştirip sonra gidip sosyal medyalarında okumadığı ve kahve de içmediği halde kahve ve kitap paylaşan annelerinin tuhaf çocuklarına selam olsun :PP
hahaha :))

Related Posts with Thumbnails