10 Ocak 2018

Körleşme,Elias Canetti...


Uzun bir okuma yolculuğu oldu #eliascanetti'yle ve yoruldum da açıkçası,bir ara bitmesini bile istedim.🙈Ama etkilenmeden de edemedim.Yazar kitabı 26 yaşında bir delikanlıyken yazmış bu kısma hayran kalmamak elde değil.👏Oğuz Atay'yın çevirmen Ahmet Cemal'e tavsiyesiyle dilimize kazandırılmış.Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar'ın da Canetti'nin ilham kaynaklığı varmıdır bilemem ama #korlesme'nin ana karakteri Kien'nin tam bir tutunamayan olduğunu kendimce söyleyebilirim.Fil dişi kulesinde kitaplarıyla yaşarken hayata sırtını dönmüş bir profösördür Kien.
Yaşadığı toplumun
sorunlarına,gerçeklerine gözlerini kapamış bir aydın kişilik.(çok yabancı bir karakter değil yani)Ve bu izole hayatı ona acıyacağımız bir şekilde yıkılır ve hayatın,insanlığın acı gerçekllerine çok acı şekilde kelimenin tam manasıyla
"maruz"kalır.Fil dişi kuleler yoktur artık...
Kitap ilerledikçe David Lynch'in film karakterlerini
aratmayan tipler çıkar karşımıza:cüceler,kamburlar,para tapıcıları,cahiller.....Kitabın  tek kadın karakteri Terese'yle birlikte "kadın"ya da"dişi"simgesinin iyice iğrençleştiğini de görürüz.Bu karakter insana yazar acaba kadın düşmanı mıydı🤔diye de sorgulatır.Ben kitap boyunca çok okuyup(ki baş karakter iyi kitap okumaktan yanadır)ya da iyi kitap okuyup,koca bir kütüphaneye sahip olunca acaba zamanla elitize olur ve Kien'e doğru evrimleşilebilinir mi diye düşünüp durdum.Zira okumayı çok seven tüm okurlar gibi okudukça daha fazla okumayı isteyen,okumak istediği kitapların peşine düşen,okudukça gözü açılan,okumadığı için hayata gözü kapalı  bakan insanlara üzülen, boşa hayat geçirip vira lak lak eden insanların dakikalarına yanan,okudukça daha fazla yalmız kalıp etrafında insan istemeyen ve daha çok kitaplara sarılan tiplerden de değil miyiz🤔Umarım erim gerçek değildir de Kienleşmeyz diyesi geliyor insanın.😁Nasıl Oblamov'dan sonra"Oblamovluk"diye bir şey varsa bu kitaptan sonra da  bence bir de"Kienleşmek" diye bir durum söz konsu olabilir.Yazarın edebi acıdan yalın ama tatsız bir yazarlık uslubu olsa da bu kitabın insanı öncesi ve sonrası diye ikiye ayırmaya gücü yeten(Uluyses'e de rakip gösterilen) çok kuvvetli bir yanı var.Şimdiye kadar ne okursam okuyayım"Ne öoknşey öğrendim"değil de "Ne çok şey bilmiyormuşum"derdim.Bundan sonra kim okusun kim okumasın ya da kim ne okursa okusun ven "insan"kalmaya çalışacağım...

Arka kapak
Dünya edebiyatının başyapıtlarından biri olduğu tartışmasız kabul edilen Körleşme, Almanya'da edebiyatın, politikanın kirli gölgeleri altında yitip gitmeye yüz tuttuğu bir dönemde yazılmıştır. Ancak, Elias Canetti kurguladığı zaman ve mekân, kullandığı dil ve üslup, karakterlerindeki soyutlamanın isabetliliği ve bunları aktarmadaki başarısı sayesinde sınırları aşmış, evrenselliğin en üst boyutlarına ulaşmıştır. 

Çoktandır kendi fildişi kulesine çekilmiş bir aydının trajedisinde cisimleşen Körleşme, insanoğlunun kendi eliyle kurduğu, sonra da kendisine yabancılaşmış, düşman kesilmiş bulduğu dış çevreyi, son derece özgün bir biçimde ve en uçta sayılabilecek araçlarla tasvir etmeyi başarıyor. 

İnsanın gerçeklik karşısında ne ölçüde körleşebileceğini, her dönemde ve her toplumda rastlanabilen "aymaz" aydın karakterinde ustalıkla yansıtan Canetti, düşünce ile gerçeklik arasındaki kopuşun hikâyesini anlatırken yarattığı dehşet atmosferiyle okuru derinden sarsıyor.

Kitapla kalın ama dikkatli olun....

4 yorum:

  1. Bir hafta içinde ikinci kez karşıma çıkıyor. En iyisi not almak :)

    YanıtlaSil
  2. Sende Polat Alemdar gibim yap üçüncüye karşına çıkarsa ur kellesini gitsin :)))

    YanıtlaSil
  3. ben bu kitabı ya okudum ya da okuyacağım diye bir yerlere birden fazla yazdım :D

    YanıtlaSil

yorumlarınız için teşekkür ederim :)

Related Posts with Thumbnails