20 Ağustos 1672... Geniş aynaları andıran su kanallarıyla, seçkin kubbeleriyle, sanki her gün pazarmış gibi cıvıl cıvıl ve sevimli görünümüyle, Lahey yine insanı büyülüyordu. Yalnız o günü diğerlerinden ayıran bambaşka bir kalabalık vardı ana yollarda.
Endişeyle koşuşturan siyah ve kırmızı giymiş insanlar, soluk soluğa yolları doldurmuşlardı. Bellerinde bıçakları, omuzlarında tüfekleri, ellerinde sopalarıyla bu insanlar; Hollanda kralının eski başbakanının, cerrah Tyckelaer yüzünden cinayetle suçlanan kardeşi Cornelius de Witte'in cezasını çektiği ve bugün bile demir parmaklarının görülebildiği ünlü Buitenhof hapishanesine koşuyorlardı.
(Kitabın İçinden)
Endişeyle koşuşturan siyah ve kırmızı giymiş insanlar, soluk soluğa yolları doldurmuşlardı. Bellerinde bıçakları, omuzlarında tüfekleri, ellerinde sopalarıyla bu insanlar; Hollanda kralının eski başbakanının, cerrah Tyckelaer yüzünden cinayetle suçlanan kardeşi Cornelius de Witte'in cezasını çektiği ve bugün bile demir parmaklarının görülebildiği ünlü Buitenhof hapishanesine koşuyorlardı.
(Kitabın İçinden)
:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumlarınız için teşekkür ederim :)