Cheshire kedisi,'Hangi yoldan gideceğim?'diye soran Alice'e 'Nereye gitmek istiyorsun?'diye soru ile cevap verir.Alice, ' Bilmiyorum' der ve kedi 'Öyleyse, hangi yoldan gideceğin de fark etmez.'diye cevap verir...
Yine çocuk kitabı olmayan bir çocuk kitabı okudum.😁Say çocuk serisi diye geçen bu seriden altı kitap var ben üç tanesini bulabilmiştim.Bu kitap daha çok Endülüs'ün son zamanın da geçiyor.Çeşitli öyküler var ve hiç keyifli değiller.Pehhh der giderim.😁 ☕ ☕
arka kapak:
Roland tuzağa yakalanmaya nasıl razı oldu? Kurt O'lbengrin rolünü oynamak için, tilki hangi hileyi tasarladı? Tristan ile İseut yasak aşklarını kral Manc'tan gizlemeyi başarabilecekler mi? Orta çağımızın dehşet verici ya da acayip dünyasında yolculuk etmek için öyküler, destanlar ve masallar...
Kitabın adı oldukça ilgi çekici olsada umduğumu bulamadım ve okurken de çok sıkıldım.Yazar Amerika'da ki tecrübelerinden yola çıkarak 11 Eylül olayları sonrası Amerikalıların İslam'a olan ilgilerini irdelerken verdiği seminer ve hapishanelerdeki çalışmalarından sonra Müslüman olan bazı Amerikalıların da hayat hikayelerine yer vermiş.Yazarın üç doktorası olması takdire de şayandı.👏 ☕ ☕
arka kapak:
21. yy. dünya tarihini yazanlar, Amerika tarihi hakkında, “11 Eylül’den önce11 Eylül’den sonra“ diye iki ayrı dönemden söz edeceklerdir. 11 Eylül’de uçaklar İkiz Kuleleri paramparça etmekle kalmamış, İslam’a karşı olumsuz propagandaları da beraberinde getirmişti. Ancak, 11 Eylül’e rağmen, yüz binlerce Amerikalı ve Avrupalı Müslüman oldu. Elinizdeki kitap, İslam’ın 11 Eylül’e rağmen, artan hızla büyümeye devam etmesinin sırrını açıklıyor. Yazar, 11 Eylül’den önce ve sonra Amerika’daki İslami gelişmeleri yakından takip eden biri olarak gördüklerini, yaşadıklarını ve okuduklarını paylaşıyor. Bu kitapta ayrıca Hıristiyanlığın nasıl tahrip olduğunu, ruhu ölmüş kiliselerin manevi ihtiyaca niçin cevap veremediğini de bulacaksınız.
Ahmet Ümit'i ilk kez seneler önce Açık Radyoda katıldığı bir programda dinlemiştim,hayal meyal hatırlıyorum Komser Nevzat'tan bahsedilmişti.Sonra iki sene önce Kaan Murat Yanık'ın Edebiyat Kokusu programında izlemiş konuşmalarından,aydın sosyal demokrat tavrından, hümanist,saygılı yaklaşımından, entelektüel tavrından ve konuşma gücünden,sıcak tavrından çok etkilenmiş ve hayran kalmıştım. Ardından a101'e gelen her kitabını almıştım😁 ki zaten uzun yıllardır okumayı çok istiyordum.Ama okumak hiç nasip olmamıştı🙄Aşk Köpekliktir ilk okuduğum kitabıydı ve onu pek sevmemiştim.Kırlangıç Çığlığı da şu sıra popüler olduğundan okumayı planlamadığım bir kitaptı.Ben kitaplar rafta biraz tozlandıktan sonra okumayı seviyorum.Neyse kitabın nasibi vardı ve bir şekilde almaya bile niyetim yokken alıp başladım.Etkileyici ve sosyal konulara değinen bir polisiye roman.Bir polisiyeden çok daha fazlası.Suriyeliler,ensest,pedofili,organ mafyası gibi pek çok konuda elini taşın altına koyuyor yazar,hikayenin başından sonuna kadar merak ve adrenalini düşürmeden,insanı düşündürüp sorgulatarak okutuyor kitabını çok güzel,çok kaliteli,çok okunan yabancı yazarların kalitesinin üstünde sosyal içerikli bir polisiye romandı.
☕ ☕
arka kapak:
Acıyı gördüm. Gözlerinin ortasında bir çiçek gibi büyüyen irisin önce ağır ağır büzülmesini, ardından çığlık gibi ansızın patlamasını gördüm. Titreyen dudaklar, bal mumuna dönüşen yüzleri, çöken yanakları, irileşen elmacık kemiklerini, birer mağara gibi derinleşen göz çukurlarını, kurumuş ağızların içinde pelteleşen dilleri gördüm.
Anladım ki benliğimizin farkına vardığımız an, acının pençesinde kıvrandığımız andır.
Çığlık değil, ürperiş değil, evet, nereden geldiğini bilmediğim o vahşi iniltiyi kalbimin derinliklerinde duydum. Soluksuz kaldım, boğazım kupkuru, alnım ateşler içinde, tuhaf bir hülyaya kapılmışım gibi sürüklendim o dipsiz boşlukta. Hayatın en karanlık sırrıyla yüzleştim.
Karanlığın her aşamasından geçtim, akan kanın sesini duydum, ölümün serinliğini damarlarımda hissettim.
Geçmişin kamburunu çoktan söküp attım sırtımdan.
İnsanın insanı öldürdüğü o ilk ânı gördüm, katilin zafer haykırışını, kurbanın korku çığlığını işittim.
Her an uyanmaya hazır o muhteşem dürtüyü bastırmak, insanlığın en masum haline, en saf doğasına dönmemek için yıllarca ihanet ettim kendime. Kendimle birlikte bütün dünyayı da kandırdım. Neredeyse başaracaktım ama bırakmadılar, benim adıma onlar öldürmeye başladılar.
Tektaşın Kanı ucuzkitapalcom'dan yaptığım alışverişte gediye olarak gelmişti.Bence site bana reklam geliri ödemeli hem çok alışveriş yaptım hem de orda burda yav 2 teleyaa kitap var diye anlatıp durum.😁😃 Kitap pırlanta ve De Beers firmasının ardında ki kanlı gerçeklerden bahsediyor.Nasıl dünya piyasasının tekelini ellerine geçirdikleri,pırlantayı sözüm ona aşkın sembolü haline nasıl getirdikleri,taksitle fakir Türk kadınının eline bile hangi subliminal ve yalan dolan reklamlarla pırlantanın takıldığı,tüm bunlar olurken Afrika'nın yeraltı hazineleri ele geçirilirken nasıl kana bulandığı,alınan her pırlantanın yarı sermayesinin Filiatin'nin üzerine bomba olup yağdığı ve en nihayetinde Türkiye'de yer altı kaynaklarımızın nasıl bizim kullanma hakkımız dahi olmadan ayaklarımızın altından kaydırıldığı....İnsan söyleyecek söz bulamıyor.:/Siteye bu kitabı hediye gönderdiği için çok teşekkür ederim çok güzel bir kitaptı ve en can alıcı bölümlerinden biri de "Siyon Önderlerinin Protokolleri"adlı kitaptı.Yahudi görünümlü kabalacı,mason,siyonistlerin gizli emellerinin aşikar söylemi insanı yine Matrix'e bağlıyor.Dehşetle okuduğum kitaplardan biriydi yine.Ikincisi de varmış ;) Buradan tüm kadınlarımıza ardında bu kadar kan barındıran pırlantayı Allah rızası için almayın,aşkın srmbolü olduğuna kanmayın,bu dünyanın altıda var diyorum..... ☕ ☕
arka kapak:
Tektaşın Kanı adlı kitapta, pırlantanın ana ekseninde, dünyanın elmas ve pırlanta karteli De Beers firması ve onun sahibi olduğu hanedanın Türkiye ve dünyadaki faaliyetleri anlatılıyor. 200 yıldan uzun bir süredir, Türkiye ile ilişkisi olan bu hanedan, geçmişte Osmanlı İmparatorluğu'nun merkez bankası olan Osmanlı Bankası'nın da sahibiydi. Hanedana ait şirketler günümüzde, Türkiye'deki çok önemli özelleştirme ve satış işlemlerinde rol almıştır. Aynı hanedan, ülkemizdeki, bor, trona ve altınla da yakından ilgilidir.
Kitapta, öncelikle De Beers'in pırlanta ile ilgili, Türkiye'de başlattığı reklâm kampanyaları ve satış stratejilerinin arka planları analiz edilerek, gerçekler ortaya konuldu. Daha sonra bu hanedanın doğuşu ve günümüze kadar ki faaliyetlerine (Dünyada ve Türkiye'de) yer verildi.
Kitapta yer alan tüm iddialar belgelidir. Uzman kişilerin de yorumları yer almaktadır. Kitap ayrıca 50 civarında fotoğraf ile görsel olarak desteklenmektedir.
Kan üzerine kurulan bu imparatorluğu tanıdıktan sonra, o şâşâlı sloganları bir kenara bırakarak, gerçeğin penceresinden baktığınızda acaba pırlanta, gözünüze eskisi gibi parıldayacak mı?
İtiraf ediyorum:Hakan Yılmaz Çebi kim tanımasam da ucuzkitapalcom'da on kitaplık serisini görünce konular yakın alakamda olduğu için almıştım kitaplarını.Bir eleştiriyle başlamak istiyorum bu tarz kitapların en büyük handikabı çok fazla tekrara düşmeleri.Aynı kitabı ardarda iki defa okuyormuş gibi oluyorsunuz ve kitap düzeni her zaman karışık bir kronolojisi omuyor.Ya iyi editörlerin elinden geçmiyor ya da kitap uzasın diye bir pazalama stratejisi.Her ikisi de yakışısız.👹Masınluğun Gizli Dili'de aynı hataya düşmüş.Bunun dışında bu tarz kitaplarda bulabileceğiniz pek ç7k konu işlenirken yepyeni şeyler de öğrendim.Parvi sınavı,Siyonizm,666 sayısıyla ilgili bilgiler,masonların sembolleri,ünlülerin taktığı kırmızı bilekliğin sırrı,mas7n alfabes...vb gibi pek çok konu işleniyor.
☕
☕
arka kapak:
Büyük sarsıntılar geçiren devletlerin içinde hiç sarsılmadan, yıkılan devletlerin enkazı arasından dimdik ve daha da güçlü çıkan ve varlığını devam ettiren; gizliliğiyle gücüne güç katan "Dünyanın Efendileri" hakkında neler biliyorsunuz?
-7 kollu şamdan, -Şaha kalkmış aslan, -ABD dolarının üstündeki "göz," -Dul kadının çocukları, -Üç nokta, -Tokmak, gönye, pergel, çekiç, defnedalı, bizler için sıradan şeyler olabilir ama?.. -Shabrlri büyüsü, -Kabala, -Armageddo nedir? -Gog ve magog, -Boaz ve yakın sütunları nedir? -Hiram usta kimdir? -Hahamlar tanrı mı olacak ? -Yeni dünya düzeni, -Büyük İsrail projesi,
İlk okuduğum #hailcibran kitabıydı #vadininperileri. Enteresan bir hayat hikayesi ve enteresan bir yazarmış Cibran.Ben çok keyifle okudum,açıkçası beklentimde yoktu.Birkaç kısa öyküden oluşuyor kitap ve bir de uzunca bir yazar biyografisi var.Hikayeler sizi amaç olarak bir yerden alıp başka bir yere götürmüyor ama çok güzel bir şiirsellik var yazın dilinde.Ben hikayeleri okurken kitabın betimlemelerinden ve şiirselliğinden dolayı kendimi Tolkein'nin Orta Dünyasında o yıkık dökük heykellerin arasında ama yemyeşil vahasında geziyormuş gibi hissettim.Yani bu duygudan dolayı Cibran okumaya devam ederim. ☕ ☕
Adı üstünde bir kitaptı.Üç semavi dinde ilklerden bahsediyor kitap.Ilk kadın haham,Amerika'da ilk müslüman senato üyesi,ilk İslam mescidi gibi genel kültür açısından güzel bilgiler var. ☕ ☕
arka kapak:
İlk özür dileyen en cesur, ilk affeden en güçlü, ilk unutan en mutlu derler.
İlk tespih hangi amaç için, nasıl icat edildi? Öldürülen ilk peygamber kimdi? İlk kadın haham nasıl kabul gördü? Türklerin ilk dini neydi? İlk kadın papaz hangi zorluklarla karşılaştı? İlk kubbe nereye dikildi? Müslümanlar ve Türkler ilk kez nerede karşılaştı? İlk kez din değiştiren Türkler, İslam dininden hangi dine geçti? İlk denizaltıyı hangi Müslüman bilim adamı buldu?
İlk tabut, ilk Cuma namazı, ilk kez saati bulan peygamber, ilk mezhep, ilk kalem, ilk anestezi, ve Kur'an-ı Kerim'in ilkleri gibi birbirinden ilginç ve sayısız konu bulunuyor bu kitapta. İlk ezan nasıldı? Müslümanlığın ilk zamanlarında, insanları namaza çağırmak adına hangi yolları denemeye çalışmışlar?
Ayrıca ilk saati bulan peygamberin gördüğü rüya ve günümüz modern saatlerinde kimsenin fark etmediği inanılmaz sırrı da bu kitaptan okuyacaksınız. Bu bilgiler ilk kez yazılmıyor ancak böylesine birbirinden ilginç konu, İlk Kez bir kitapta buluşuyor.
Neşet Toku hoca yine siyaset felsefesi,liberal demokrasilerde kültürel çoğulculuk,pozitif hukukun meşruiyet zemini,laiklik ve din;tek millet,tek bayrak,tek vatan,tek devlet söylemi Kürt sorununu çözer mi?,aristograsi,akademik özgürlük Türkiye'ye lazım değil mi?,Comtecu pozitivizim gibi pek çok konuya derin felsefi bakış açısıyla açıklamalar getiriyor.Yine güncel konulara değinen güzel bir felsefi eserdi. ☕ ☕
doksanlarla yine buradayım.doksanlarda tvleri süsleyen ve ailecek çok sevdiğimiz bir film olan fantaghiro ile karşınızdayım.
beş bölümlük,fantastik bir tv filmiydi.kanal d'de yayımlanırdı.aklımızı kaçırırdık izleyeceğiz diye.ailece çok severiz çünkü fantastik filmleri.
fantaghiro bilinmeyen bir ülkenin kralının en küçük kızıdır.savaşa babası yaşlı olduğu için gitmesin diye saçlarını keser ve erkek çocuğu gibi savaşa gider.sonra ne maceralar ne maceralar hayatının aşkı kral romualdo ile karşılaşır,fantastik olaylar,cadılar,büyücüler,entrikalar,konuşan atlar,kazlar,ağaçlar,aşklar alır başını gider.çok keyifli bir filmdi.amma ilk üç bölüm boyunca bu konu mu devam ediyordu çok hatırlamıyorum.zira bu filmde nette yok ve torrentten indirdiğinizde de itlyanca dublajlısı var ve alt yazı neyim yok :/
ilk bölüm 1991 yılına ait
imdb puanı:7,2
yönetmen:lamberto bava
baş roller:alessandra martines,kim rossi stuart
fantaghiro
kral romualdo
amma da ayılıp bayılmıştık efenim kral romualdo'ya.doksanlar tam çocukluk dönemimin zirvesi ki pek çok ünlüye aşık gezmişiz :)))
trailer
inanılır gibi değil ama senelerdir araştırıpta bulamazken dün akşam filmin ingilizce dublajlısını buldumo_O
:)
full film
birinci.film 1.bölüm
birinci film ikinci bölüm
birinci film üçüncü bölüm
birinci film dördüncü bölüm
birinci filmi buradan izleyebilirsiniz fantaghiro 1
afişi görünce hatırladım(bu üçüncü filmin konusu da olabilir bak :/ bu bölümde tanışıp aşık oluyorlardı :) yav çok eski film unutmuşum ne olduğunu :) .ikinci bölümde fantaghiro kocası kral romualdo büyülenip kendisini unuttuğu için onu kurtarmak adına yine fantastik,keyifli bir maceraya çıkıyordu. :)
oyuncular yine aynı ama konuyu hiç mi hiç hatırlamıyorum.sadece aklımda gerçekten çok keyifli ve izlerken cidden peri masalını andıran bir film kalmış.
kostümler,müzikler ve filmin çekildiği yerler gerçekten peri masalı havasını çok güzel yansıtıyordu.
ooo may gadımm üçüde buldum.
bunlar kesinlikle nete yeni yüklenmş :)
full film
üçüncü bölüm birinci part
üçüncü film ikinci part
yapım yılı:1994
yönetmen:lamberto bava
imdb puanı:6,7
oyuncular:alessandra martines ama artık kral romualdo yok onun yerine fantaghiro'ya eşlik eden nicholas rogers var.
yeni oyuncu filme girdiğine göre bu bölümde yeni aşk ve yeni maceralr başlıyor demektir.
filmleri uzun zaman sonra itlyanca dublajlı yeniden izlediğimde neler olup bittiğini hiç anlamamıştım ne yazık ki :/ o yüzden filmin konusunu tamamen unutmuşum :/ keşke nete yükleseler ya da tv de yeniden verseler.kemal sunal filimlerine (ki Allah gani gani raahmet etsin),geçmiş bitmiş yalan dolan türk dizilerine falan mahkum muyuz biz ://
trailer
full film yarabiiii bulduğuma inanamıyorum :))
dördüncü film birinci bölüm
dördüncü film ikinci bölüm
yapım yılı.1996
imdb puanı:5,6
yönetmen:lamberto bava
oyuncular.alessandra martines ve yine bir oyuncu değişikliği baş erkek rolünde:luca venantini
filmin imdb puanı da gittikçe düşüşe geçse de keyif vericiliğinden çok bir şey kaybetmez.
ama itiraf ediyorum bu hakkında hiç mi hiç bir şey hatırlamadığım bölüm.tvde de çok az verilmişt sanırım.çünkü ilk üç bölümü tekrar tekrar izlediğimizi hatrılıyorum.
tanıtım
bu filmii gören,duyan olursa lütfen bana da haber versin.zira bu eski filmleri nereden bulacağımı hiç mi hiç bilmiyorum ya da dvdlerini nereden alacağımı yada dvd ya da vcdyede razıyım da bunlar var mı bilmiyorum :/
bana haber verin muhakkak.
fantastik film seviyoranız bu film gerçekten muhteşemdi.filmin meşhur olduğu o dönemde türk gazetelerinden birinde aktirist,yönetmen ve film hakkında özel film ekinde yazı bile yayımlanmıştı hatırlıyorum.
Ahtopotun Ütopyası ucuzkitapal'dan yaptığım alışverişte site bana hediye olarak göndermişti.Kitabın ilk bölümü tamamen sosyoloji kitabı gibi başlıyor ve sosyolojik açıdan cemaat ve cemiyet kavramlarını işliyor.Ikinci kısımda ise özele inip cemaatin Türkiye'de kırk yıllık yapılanmasını,iç durumunu,yıllarca nasıl beyin yıkadıklarını,insanlar üzerinde oluşturduğu psikolojik ve sosyolojik sonuçlarını anlatıyor.Kitap iyi,güzelde bu kadar bilgiye,bu oluşumun bu denli kirli iç yüzüne dair bilgi sahibi olan insan vardı da bu kitaplar neden daha önce yazılmadı diyor insan.🤔 ☕ ☕
arka kapak:
Grup ve cemaatler niçin kuruldu? Cemaat bilimsel olarak incelenebilir mi? Gülen Cemaati bir proje mi? Grubun hiyerarşik yapısı nasıl? Gülen’in eğitim felsefesi, soru çalmaya indirgenebilir mi? Devletleşme sürecinde ilk yazılı tüzük nedir? 28 Şubat, süreç olarak neleri değiştirdi? Gruptan ayrılmak kolay mı? Emniyet ve orduyu ele geçirmek şart mıydı? Ordu mensupları için terbir neden önemliydi? Eğitim cemaati gözükmesine karşın, niçin bir tane entelektüel yetişmedi? Abilikten ağalığa… Ağalıktan derin devlete il imamlarının fonksiyonları nelerdi? Derecelendirme… modern adıyla fişleme nasıl işliyordu? Şarirt yetiştirme kılavuzu ne işe yarıyordu? Tam İteat, tam teslimiyet, ne anlama geliyordu? 10 yıllık Ak Parti Dönemi’nde nasıl gelişip, büyüdüler? Bu birliktelik, ne zaman sone erer? Nasıl bir ekonomik hayat kurdular? Stratejik evlilik ne demektir? Yeni 11 eylüller olması isteniyor muydu? Cemaatin “derin yapısı” mı; “derin yapı” nın cemaati mi? Bu yapıyı berteraf etmek için en uygun yöntem nedir? Topluma karşı, nasıl bir şiddet ve güç kullanılması söz konusu? Sistem, neden “ahtapot”u andırıyor.
#pinokyo okuduğum onca klasik ve döneme ait çocuk kitapları arasında gerçekten tek çocuk kitabı olan kitaptı.😀Ne Alice Harikalar Diyarında ne Gülüver'in Gezileri ve daha birçokları çocuk kitabı sayılmaz kesinlikle.İtalyan edebiyatına ait kitap çocuklara mesaj verme kaygısını üst seviyede tutmuş bu yüzden onca macera arasında biraz keyifsiz olsada yine de çocukların okuması gereken bir eser.Konuyu herkes biliyordur sanırım ama pek çok uyarlamasını izlesem de kitabı ilk kez okuduğumu da farkettim.🤦♀️Çocuklarınıza,öğrencilerinize okuyun okutun benim gibi okumadıysanız da sizde kimseye çaktırmadan okuyun 😉😁😊
☕
☕
arka kapak:
Pinokyo, İtalyan edebiyatının en neşeli olduğu kadar en dokunaklı öykülerinden biridir. Geppetto Usta’nın konuşan bir odun parçasından yaptığı ve Pinokyo adını verdiği kukla, küçük bir çocuğa dönüşmenin özlemi içindedir. Ancak bu yürüyen ve konuşan tahta çocuğun yaramazlığı başına olmadık işler açar ve kendini tanıyıp yüreğindeki arzuya kavuşana dek bir dizi soluk kesen, zorlu maceradan geçmesi gerekir.
Carlo Collodi’nin yüz yılı aşkın bir süredir dünyanın dört bir yanında bilinen ve sevilen bu yapıtı, bütün zamanların en çok okunan kitaplarındandır.
gelelim roberto benigni yapımlı filmine:
yapım yılı:2002
imdb puanı:4,2
baş rollerde:ünlü italyan aktörler:roberto benigni ve bu akşam hakkında yazı yazmaya da karar vermiş olduğum kim rossi stuart var.
kitaba sadık kalınarak yapılmış bir film olmasına rağmen begnini çok itici bir pinokyo olmuş.zaten kitapta da pinokyo çok sevimli bir kukla değil.
yalnız filmi netten kaldırmışlar ne alt yazılı ne dublajlı bulamadım.oysa geçen yıl izlemiştim ://
Bu kitabı bana 2014 ya da 2015'te babacığım Beyazıt kitap fuarından almıştı.Kpss sınıvı sonrası baba kız gitmiştik.Canım babacım.O gün bana pekçok kitap aldıydı.😍Kıtab-ı Burhan #farabi'nin mantık ve felsefesinin çıkış noktası.Tam bir mantık kitabı.Felsefe kadar keyif almasamda bayağıdır beklettiğim kitabı okuduğum için çok memnunun.Açıkçası korkuyordum ama dili hiç ağır gelmedi. ☕
☕
arka kapak:
“İslâm felsefe geleneğinde kurucu bir role sahip olan Fârâbî (ö. 339/950), felsefenin neredeyse bütün alanlarında özgün ve yaratıcı ürünler ortaya koymuş eşsiz filozoflardan biridir. Gerek klasik gerekse modern biyografi yazarları tarafından ona nispet edilen eserlerin sayısı 100'ü aşmaktadır. Bununla birlikte onun eserlerinin büyük bölümü mantığa dair olup İslâm dünyasında asıl mantık çalışmaları onunla başlamıştır. Kendisinden önceki mantık geleneğine son derece vakıf olan Fârâbî, 'İlk Muallim' (Mu'allim-i Evvel) Aristoteles'in mantık eserlerine pek çok şerh yazdığı gibi, çok sayıda oldukça özgün ve etkili müstakil eser de kaleme almıştır. Denilebilir ki, onun en büyük başarısı mantık sahasında kendini göstermektedir. Birçok ortaçağ biyografi yazarı yanında büyük düşünür ve tarihçi İbn Haldûn (ö. 732/1332) da Fârâbî'nin ününün gerisinde onun mantıktaki başarısının yattığını düşünmekte ve Aristoteles'ten sonra 'İkinci Muallim' (Mu'allim-i Sânî) unvanı ile anılmasını haklı olarak esasen bu alandaki başarısına bağlamaktadır. Fârâbî, İhsâ'ü'l-'ulûm (İlimlerin Sayımı) adlı eserinde her bir bölüm bir kitaba karşılık gelmek üzere mantığı sekiz bölüme ayırır. Bunlar Mekûlât (Kategoriler), İbâre (Önermeler), Kıyas (Birinci Analitikler), Burhân (İkinci Analitikler), Cedel (Topika), Hikmet-i Mümevvehe (Sofistika), Hitâbet (Retorika) ve Şiir (Poetika)'dir. Ona göre, doğru ve tutarlı düşüncenin ilke ve kurallarını koyan mantığın esası dördüncü bölüm olan Burhân'dır. Zira Burhân, kesin ve zorunlu bilginin ilke ve kurallarını vermekte, felsefeyi mükemmel hale getiren kaideleri içermektedir. Bu bakımdan da o, mantığın en yüce bölümü olmaktadır. Fârâbî'ye göre mantığın ilk üç bölümü, Burhân'a sadece bir giriş ve hazırlık olma özelliği göstermekte; son dört bölüm ise, bir yandan Burhân'a alet hizmeti görürken diğer yandan burhâna ve kanıta dayalı kesin bilgi ile zanna, mugalataya, ikna ve hayâle dayalı kesinlikten uzak düşünce ve görüşleri ayırt etmeye yönelik işlev görmektedir.
İşte Fârâbî'nin çevirisini sunduğumuz Kitâbü'l-Burhân (İkinci Analitikler) adlı bu eseri, onun mantığının ve hatta denilebilir ki, tüm felsefesinin ve felsefî projesinin kalkış noktasını oluşturmaktadır. Zira o, felsefî inşa sürecinde doğru ve kesin bilgi veren ve felsefenin ideal yöntemini oluşturan burhânî kıyasa (demonstration) aslî bir işlev yüklediği gibi, kurulmasını düşlediği erdemli toplum düzeninin de temeline burhânî düşünmeyi yerleştirmektedir. Bu bakımdan onun burhân teorisi, sadece epistemolojisinin değil, aynı zamanda metafiziğe dayalı ahlâk ve siyâset felsefesinin de esasını oluşturmaktadır. Fârâbî'nin, başta İstanbul ve Tahran kütüphanelerinde olmak üzere pek çok yazma nüshası bulunan Kitâbü'l-Burhân'ının ilk tam tenkitli neşri Mâcid Fahrî tarafından gerçekleştirilmiştir (el-Mantık 'inde'l-Fârâbî içinde, Beyrut 1987, s. 19-96). Eserin aynı yıl Takiy Dâniş tarafından da başka bir neşri yapılmıştır (el-Mantıkıyyât: en-nusûsu'l-mantıkıyye içinde, Kum: Âyetullahü'l-Uzmâ el-Mar'aşî, 1987). Daha önce ise Mübahat Türker, Fârâbî'nin Kitâbü Şerâ'iti'l-yakîn'i neşrederken eserin birkaç sayfasını Türkçe tercümesi ile birlikte neşretmiştir ('Fârâbî'nin 'Şerâ'it ul-Yakîn'i', Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Felsefe Araştırmaları Dergisi, I (1963), s. 151-228). Fakat Türker'in bu neşri ve Türkçe çevirisi Kitâbü'l-Burhân'ın sadece birkaç sayfasına münhasır olduğu gibi, dayandığı yazma nüshalar da tam ve nitelikli değildir.
İlk kez burada Türkçe tercümesini sunduğumuz Kitâbü'l-Burhân'ın Mâcid Fahrî neşri esas alınmakla birlikte Takiy Dâniş baskısına da müracaat edildi. Tercüme sırasında Batı İslâm dünyasında yetişen ilk Müslüman filozof İbn Bâcce'nin (ö. 533/1139), Kitâbü'l-Burhân'ın daha ziyade ilk bölümleri üzerine yapmış olduğu kısa açıklamalarından (el-Mantık 'inde'l-Fârâbî içinde, nşr. Mâcit Fahrî, Beyrut 1987, s. 106-159) istifade edildi. Yer yer gerekli görülen ve anlamı daha doğru verdiği düşünülen yerlerde farklı nüshalar dikkate alındı ve bu tür durumlarda bunlar dipnotlarda belirtildi. Orijinal metne bağlı kalınan tercümede Türkçede tam olarak karşılığı bulunmayan birtakım Arapça terimler korunmaya çalışıldı.
Bu çalışmamızın felsefe ve bilim dünyamızın gelişmesine ve hakikate dayalı bir evren tasavvurunun inşasına katkı sağlamasını diliyoruz.” -Ömer Türker - Ömer Mahir Alper
