Okuduğum en sıkıcı ütopyaydı.bu aralar çok mu sıkılıyorum ne
bende anlamadım.formasyonu atamaya yetiştiremeyecekler,samimiyetsiz
akademisyenler,kendilerini gazali zanneden cahil ve ukala bir ilahiyatçı
sınıf,kızımı da özledim,soğuk bir Elazığ……
Utopya’ya dönecek olursak ki bence dönesek de olur ama ne
yapalım temamız bu kitap üzerine.girişte yer alan Thomas more’nin fikirlerini
taktir ettim demeliyim.300 spartalı filmine Persleri barbar olarak
gösterdikleri için bu film eleştiri almıştı.ama bu kitapta more iran kültürü
için daha tarafsız fikirleri kaleme almışbu da nazar dikkatimden kaçmadı.kendi
ülkesi ingiltere’ye karşı yönelttiği eleştiriler çok yerindeydi.ama bu saçma
sapan olamayn ülke fantezisi nedir arkadaş anlayamadım.bu kitaplardan çok sağlam
bilim-kurgu film olur o kadar.belkide
ben kitabın felasifesini anlayamamışta olabilirim.aman ha anladım ha
anlamadım,ya da anlayanları anlamadım ya da beni kimse anlamıyor….:)
Okudum bitti işte.arzu eden okusun etmeyen okumasın.ya da
bana ne Allah Allah ya.zaten canım mı sıkkın ne.hadi canı sıkılmış su’dan bu
kadar.can sıkıntısı yaşanmayan günler dileğiyle….,
Edebiyatta utopia türünde yazılmış eserlerle ilgilenen herkes bilir ki, utopia kelimesi Thomas More [Thomas Morus] tarafından türetilmiştir. Bu kelime Yunanca utopeia, ou [yok, değil] ve topos [yer] sözcüklerinden gelir ve "yok-yer," "yok-ülke" anlamına gelir; ama Thomas More'un Utopia'sı gibi her insanın yaşamak istediği bir yer olunca, sözcük oyunu yapılarak Eutopeia şekline bürünür, yani "iyi-ülke," "şanslı-ülke" ya da tam tabiriyle "yaşanası-yer" olur ve aniden dile gelir:
Eskiden Yok-ülke'ydi adım, ücralardaydım,
şimdi ise Plato'nun devletiyle aşk atarım,
Belki ondan bile üstünüm, boş sözlerle karalanan
ne varsa çünkü o kitapta,
Ben insanlarla, kaynaklarla, en iyi yasalarla canlandırdım:
Yaşanası-yer denmeli bundan böyle bana, bu benim hakkım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumlarınız için teşekkür ederim :)