David Hume nasıl körün gözüne parmak sokar gibi Kant'ın gözüne parmak sokup onu uyuduğu uykulardan uyandırıyorsa Hoca Ramazan Kurtoğlu'da okurları uyuduğu uykulardan uyandırıyor.
kafamda iluminati iluminati derken arkasında kalan koca bir kara delik vardı ve bu kitap sayesinde kara delik kapandı,taşlar yerine oturdu,puzzle tamamlandı.
yeni dünya düzeni tamamlanırken düşmanı çok uzakta aramayın izlediğimiz filmlerden yediğimiz cipslerin paketlerine kadar her yer düşmanla dolu aslında.bu bilim kurgu bir kara komplo teorisi gibi gözükse de yeni dünya düzenleyicileri el birliğiyle insanlığın ve dünyanın sonunu getirmek ve kaderini etkilemek için uğraşıyorlar.
peki bu yeni dünya düzeni içinde Müslümanların/ Türklerin yeri neresi? islam bu düzenin neresinde?dinler arası dialog,ılımlı İslam derken peygambersiz bir İslam oluşturulmaya çabalanırken Arnold Toynbe'nin sözlerine kulak vermek gerekir bence çünkü o batı için tehlikenin farkına varmış ve dindaş yoldaşlarını uyarmış.sözler şöyle ( ramazan hocanın katıldığı bir tv programından alıntı) :güney müslümanları eşari,selefi,araplar parayı ver satın al adamlardır onlardan batıya zarar gelmez ancak kuzey müslümanları hanefi,maturidi,türkler,işte asıl onlar ayağın denk alınması gereken müslümanlardır ve batının dikkatli olması gerekir.Toynbe'nin uyarısı böyle.belkide son yıllarda oluşturulmaya çalışılan türk-sünni=deccal/şeytan uyarlamaları bundandır...
ancak kitapta hocanın de dediği gibi islama en büyük zararı veren yine müslümanlardır.bence bu lafın içini doldurmak gerekiyo bende diyorum ki müslüman gibi gözükenler ve dinini aslıyla öğrenmeyenler demek daha doğru olur belkide.
tüm kitapta geçenler doğrultusunda diyorum ki iluminatinin de gizli yahudiler evanjeliklerinde göremedikleri bir şey var Allah'ın insanlık ve dünyanın sonu için biçtiği kader.
şimdi hep birlikte armegedon'u bekleyebiliriz.bakalım gök yüzüne çıkıp 1000 yıl mutlu mesut mu yaşayacaaklar yoksa Allah nurunu amamlayacak mı?
İlk önce teknik bazı
detaylardan bahsetmek istiyorum.Kitap çeşitli aralıklarla yazılan makalelerin
toplanmış hali gibiydi.bu yüzden daha çok konuşma havası barındırıyordu.pek çok
konu ya da bilgi çeşitli başlıklar altında tekrarlanıyordu bu yüzden bazı yerlerde
devrik cümleler varken bazı yerlerde de tamamlanmamış cümleler var.o
yüzden kimi yerlerin anlaşılması zor oluyordu.7. ve gözden geçirilmiş basım
olmasana rağmen bazı teknik hatalar barındırıyor kitap.ama içeriğini göze
alınca bu hatalar deve de kulak bile değil.kitabın ağırlığı altında ezildim
desem yalan olmaz.bu sözlerimden dolayı anlaşılması zor bir felsefe kitabı gibi
zannetmeyin sakın.kitap gayet anlaşılır ve akıcı bir dille yazılmış ama kitabın
içerdiği konular öyle arkanızı dönüp uyuyabileceğiniz türden hafif konular
değil.her türk vatandaşı alıp okusa inanın ne siyasi ne dini kavga kalmaz bence
memlekete.çünkü sağ duyusu olan her vatandaşı kalbinden yakalayacak bir içeriğe
sahip.
İluminati iluminati deyip deyip araştırma yaptığım bir dönem
vardı,üniversiteye devam etiğim dönemdi hem.sabahlara kadar uykum kaçardı
düşünmekten.bu kitapta tam yarılı yerime denk geldi.yaralarıma geldi tuz
bastı.insanın canını acıtan bir kitap kesinlikle.gerçek sandığımızı yalanların
arkasında ki koca bir kara deliği insanın gözüne gözüne sokup tam bir Osmanlı
şamarı indiriyor hoca resmen okuyucusuna.iyi de yapıyor.kalemine,araştırmasına
sağlık.rabbim hayırlı uzun ömür versin de bunun gibi daha pek çok kitap yazmayı
nasip etsin.şimdi bana düşen en kısa zamanda hocanın diğer kitaplarını da
almak.
Yaklaşık 600 sayfalık tek bir harfi bile boşa gitmeyen
insanın vicdanına ağır gelen bilgi yüklü bir kitaptı.her kesim ve düşünceden
herkese şiddetle tavsiye ediyorum.
Evanjelizim fikrine hizmet eden film ve kitaplara da yer
vermiş hoca.hoılywood yıldızlarının hangi düşünceye hizmet
etiğinden,amaçlarından da bahsetmiş.kitapta adı geçen filmlerin pek çoğunu
iluminati araştırması yaparken öğrenmiştim ama filmde geçen pek çok şey havada
kalmıştı kafamda,bu kitap sayesinde yerli yerine oturdu.kitapta adı geçen bazı
filmler şöyle:armegedon (bu filmi yıllar önce seyretmiştim,kendilerinin
kahraman gibi gösterdikleri sıradan Amerikan filmi dediydim meğersem arkasında neler
varmış.),blade runner (bu filmi kitabı okuduktan sonra izledim ölümüne sıkıcı
karanlık bir film.),uzay yolu (en sevdiğim serilerden),minority report (bu da
izlediğim filmlerden),matrix (en sevdiğim filmlerden.nette matrix ve iluminati
yazın bakın neler çıkıyor.),erminatör-2 (hiç sevmem bu seriyi.),existenz (hali
hazırda bu postu yazdığım esna da pc’nin arka tarafında film açık),beşinci
elemenet(sevmiştim ben bu filmi.),lara croft (hiç izlemedim izlememde.),12
monkeys (kitabı okuduktan sonra diyorum ki demek bu fikre hizmet ediyormuş.),batman(iluminatinin
deccal mesihi diye bilirdim be batman’i),alice harikalar diyarında (en sevdiğim
kitap,en sevdiğim film.alice içinde bi nette iluminati yazın da görün neler
var,satranç oyunun,taşlarının bile,iskambil kağıtlarının dahi nasıl iluminati
sembolleri olduğunu okuyun.),lost (bu film hakkında ki hocanın evanjelik
çözümlemesi beni çok etkiledi çünkü ne salak film deyip izlemeyi bırakmıştım
meğer ne yaman diziymiş.).işte böyle.yukarıda da dediğim gibi bir dönem
iluminati diye bayağı bir araştırma yapmıştım sevdiğiniz,hayranı olduğunuz pek
çok film,kitap ve ünlünün nelere hizmet ettiğini öğrendiğimde ilk önce şaşırdığımı
söylemeliyim.ama artık hiçbir şey beni ne şaşırıyor ne de şoke
ediyor.batı’nın,holywood’un ya da Anglosakson dünya ya ait ne varsa her şeyin
belli bir fikrle hareket ettiğini öğrenince ülkenizde ki siyasi gelişmelere
bile tepki gösteremez bir hal alıyorsunuz.insan her şeyin arkasında kara bir
komplo arar oluyor ve gerçek sandığımız bu dünyanın koca bi yanılsama olduğunu
anlayınca yatıp uyuya kalmış insanlık için esef ediyorsunuz.işin daha da kötü tarafı
tüm yukarıda saydığım şeyler hakkında gerçek bilgiye ulaştığınız halde
izlemekten de geri kalamıyorsunuz.artık hayranlık farklı bir boyuta kayıyor
sanırım merak ve anlayabilme çabası içinde izliyorsunuz.
Batı’nın petrol peşinde olmadığını petrol fiyatlarını
kontrol etme çabasında olduğunu çünkü önümüzde ki yıllarda farklı bir enerji
kaynağını piyasaya sürme hazırlığı içinde olduğundan petrol fiyatlarının
kendileri için önem arz ettiğini öğrendim mesela.türkiye’de ki bor,uranyum vs
yer altı zenginliklerine göz dikmiş olduklarını,ağrı dağı ve nuh’un gemisi
efsanesinin bile arkasında evanjelik,tek dünya düzeni fikrinin yatmış olduğunu
öğrendim.Amerikan eğitim sisteminin hegelci bir felsefe üzerine kurlulduğunu,bu
felsefenin amerika’nın siyasi ve ekonomik felsefesinin temelini oluşturduğunu öğrendim.daha neler öğrenmedim
ki hangisini bu posta sığdırayım.
Feytullah gülen’nin
papa’ya yazdığı mektubu da tam can acıtıcı bir
örnektikitapta mektubun tam bir metnini vermiş hoca.
Pek çok gerçeğin körün gözüne parmak sokar gibi insanın
gözüne gözüne sokulduğu bir kitap.bundan sonrası okuyup sağ duyu sahiplerinin
kendilerine bir ders çıkarması lazım.
alıntı
Mesih/Mendi fenomeni öncelikle Türk-İslam coğrafyasını tam anlamıyla nükleer, biyolojik ve kimyasal bir savaşın içine çekebilir.Tarihte ilk kez farklı inanç ve hesaplarla; Kral Davud soyundan Yahudilerin ''beklediği Mesih'' özellikle Evanjelist Hıristyanların ''beklediği İsa Mesih'', başını İran'ın çektiği Şii İslam inancındaki Müslümanların ''beklediği'' kayıp 12.imam olan Mendi ve Hz.İsa ile bir kısım Sünni Müslüman tarikat ve cemaatlerin ''beklediği'' Mendi ve Hz.İsa'nın 21.yüzyılın ilk çeyreğine yönelik ''kuvvetli inanç'' ve spekülatif siyasi atraksiyonlar şaşılacak derecede örtüşüyor.Biz kimin neye inandığını yargılamıyoruz.Ancak bu farklı inanç sahipleri yüz milyonların nasıl oluyor da Mesihi bir beklentide nevi mutabakat içinde olduklarıdır.
dr.ramazan kurtoğlu
vikipediden alıntıdır.
Ramazan Kağan Kurtoğlu (d. 27 Nisan 1956 - Antalya, Serik[1]), Türk akademisyen, ekonomist ve yakın çağ siyasi tarihi uzmanı. Koç Holding ve benzeri büyük kurumlarda ekonomik danışmanlığın yanı sıra Bütçe ve Finansman Şefliği, Mali Planlama ve Mali Kontrol Müdürlüğü, İhracat Direktörlüğü, Mali İşler ve Finansman Genel Müdür Yardımcılığı, Genel Müdürlük, İcra ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunmuştur.
- Türkiye Ekonomisi (1838-2010) Mali Bağımlılık, Büyüme, Krizler ve Siyasi Sonuçları
- Küresel Hegemonya Savaşları & İklim, Su ve Gıda
- Din ve Küresel Ekonomi-Politik (Orion Yayınları)
- Küresel Para Savaşları ve Davranış Ekonomisi Nörofinans
- Küresel Hegemonya Savaşları & İklim Su ve Gıda
- Küresel Ekonomik Kriz ve Yeni Dünya Düzeni (Orion Kitabevi)
- Evanjelizm - Hollywood ve Kabala'nın 13.Havarisi & Dünya İmparatorluğu ve Türkiye (Orion Kitabevi)
- Tanrı İmparatorluğu ve Türkiye
- Türkiye ve Mesihuşa
- Bayrak Türklerin Ya Ekonomisi
Doçent doktor Ramazan Kağan Kurtoğlu, ilk, orta ve lise öğrenimini Antalya'da tamamladı. 1981 yılında Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi'nde lisans eğitimini tamamlayıp 1982 yılında İstanbul Üniversitesi'nde Personel Yönetimi ve Endüstri İlişkileri üzerine yüksek lisansını bitirdikten sonra The University of British Colombia, Vancouver, University of California, San Diego, University of Pennsylvania ve Kaliforniya Irvine’de genel İngilizce, iş İngilizcesi, akademik İngilizce eğitimi, davranış bilimleri, uluslararası finansman, ekonomi ve küresel operasyon yönetimi konularında lisansüstü, master ve doktora eğitimi gördü.[2]
Personel Yönetiminde Davranış Bilimleri başlıklı yüksek lisans tezi, Türkiye’de İthal İkamesinden Liberal Ekonomiye Geçiş Sonrasında Borç Büyüme ve İşsizlik[3] başlıklı doktora tezi hazırlamıştır.
1999 yılında Kaliforniya Üniversitesi'nde Uluslararası Finans ve Piyasa Sermayeleri başlıklı sertifika programı yapmıştır. 2002 yılında Kaliforniya Üniversitesi'nde Küresel Operasyon Yönetimi alanında Pre-MBA programı yapmıştır.
Subliminal Mesajlar ile ilgili ABD Siyaset Stratejisinde Evanjelist-Kabalist Felaket Filmleriyle Psikolojik Savaş Operasyonları ve Türkiye başlıklı bir makalesi vardır.[4]
İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Birimler Fakültesi'nde ekonomi dersleri vermiştir.
.....
hocanın emeğine,araştırmasına,kalemine sağlık.Allah ondan gani gani razı olsun.böyle araştırmacı hocalarımızın da sayısı arsın inşllh diyorum.
şiddetle kitabı herkese tavsiye ediyorum..
keyifli okumalar derdim her kitap postu sonuna ama bu kitap insanı sarsıcı bir şekilde haklı olarak keyfini kaçırıyor,uykularından uyandırıyor,iyi de yapıyor.umarım sizinde keyfiniz benimki kadar kaçar diye diliyorum bu sefer...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumlarınız için teşekkür ederim :)