26 Eylül 2018

sessiiz yığınların gölgesinde,jean baudrillard...


#jeanbaudrillard'ı çok seviyorum.Onunla tanışmam ilginç oldu.Şöyle ki;Matrix'in açılış sahnesi(çok ayrıntıya girmiycem)bir grup punkçı genç Neo'nun kapısına gelir ve emanetlerini isterler.Neo raftan bir kitap alır ve (Simülarklar ve Simülasyon)
Nihilist başlıklı bölüme denk gelen yerde 1999 yılının teknolojisinden disketler saklıdır.....Çok küçük bir ayrıntıydı bu ve ben filmi izlediğimde ne olduğunu anlamamıştım bile.Ta ki film hakkında derin derin araştırmalar ve okumalar yapana kadar.İşte tam film hakkında araştırma yaptığım bi net gezintiside😁Keanu Revees'in bir röportajına rast geldim;filmin çekimlerinden önce Wachowski kardeşlerin oyunculara bu kitabı okuttuklarını anlatıyordu.Bu ayrıntıyı öğrendiğimde beni derinden etkileyecek bir düşünürle tanışmış oldum.Ve Şeytana Satılan Ruh ve Simülarklar ve Simülasyonla adeta düşünce dünyam yön değişti,aydınlandı...Artık duramazdım yazarın bütün kitaplarını okumalıydım.😁Ve Sessiz Yığınların Gölgesinde yerini aldı.Gerçekliğe olan inancını yitirmiş olan Baudrillard,bu kitapta da toplumsalın kitle iletişim araçları ve özellikle de reklamlarla pasif bir kitleye evrildiğini ardından da kara deliğe dönüştüğünü kendi çarpıcı diliyle anlatıyor.Medya ve reklamlarla pasifize edilen kitle Marx'ın inandığı güçlü toplumdan pasif yığına dönüşmüştür.
Okunası bir Vaoudrillard kitabı. 
Ve yazarın her kitabında değindiği gibi "gerçeklik öldü!"...
☕Düşlerin devlet kontrolü altında bulunduğu bir sırada,gerçeklik kendini bir düş sanmaktadır.
☕ 

arka kapak:

Her türlü anlamdan yoksun kalabalıklar, tehlikeli bir cıva gibi ortalığa yayılmış durumda. “Kitle” kavramı hâlâ sosyolojik bir kategori içinde düşünülebilir mi? İktidarların uzun zamandan beri mecburen taşımak zorunda kaldıkları bu ürkütücü ve biçimsiz gölgeler, var olan anlam örüntülerini yerle bir etmiştir. Ortalıkta dolaşan bu devasa kütleler her şeyi emmekte, yutmakta, anlamsızlaştırmakta ve tüm işaret sistemlerini tersine çevirmektedir. Nefes alınamayacak bu kürede görülen ve okunan ne varsa bir süre sonra hafiflemekte, daha doğrusu dev bir çukurun ağzında kaybolup gitmektedir. İçin için kaynamaktadır her şey... Bu simülakrlar oyununda bilgi ve haber ağları, iletişim araçları sayesinde çoktan bir eğlenceye dönüşmüş vaziyette. Gerçeklik ve bütünlük duygusunu tamamen yitirmiş sessiz yığınlar için “anlam”ın değil yalnızca zevk ve gösterilerin bir değeri olabilir. Onlar için tepki verme ve karşı koyma değil tıpkı bir âyindeymişcesine kendinden geçme ve büyülenme çok daha önemlidir. Kimse kimseye aslında ne olduğunu, ne düşündüğünü, ne hissettiğini de sormamaktadır. Şu var olan haliyle kitleler, hiçbir şeyi temsil etmemekte yalnızca anket ve referandumlar aracılığıyla arada bir yoklanmaktadırlar.

kitapla ve gerçeklikle kalın...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumlarınız için teşekkür ederim :)

Related Posts with Thumbnails