dreams filmini izledikten sonra ( dreams postu için buraya tık tık ) bu filmin akira kurasawa'ya ait olduğunu bilmeseydim bile hemen anlardım.aynı sinema dili,aynı görsel şölen devam eder gider.ran izlenesi bir film hatta bence kaçırılmaması gereken bir film.
akira kurosawa'nın bambaşka bir sinema dili var.film boyunca kimonalara,o tabloluk sahnelere,sahne tasarımlarına,filmin anlatımına hayran kalıyorsunuz.
uzak doğunun kendine has kültürü,adetleri,kıyafetleri,yaşam tarzı hepsi ayrı bir çekici ve merak uyandırıcı.kurosawa'da bu özellikleri sonuna kadar kullanıyor.
filmin konusu kıcaca şöyle artık 70 yaşını deviren lord ichimonji ülkeyi üç oğlu arasında paylaştırıp emekli olmaya karar verir.ve zaten ne olacaksa ondan sonra olur.tam bir aile dramı,yaşanan katliamlar ve intikamcı bir gelinin yavaş yavaş ve soğuk kanlılıkla aldığı kendi ailesini intikamı...
yönetmenin asker kıyafet ve bayraklarında özellikle kırmızı rengi seçmesi çok manidar.savaşın yıkımını ve acısını çok güzel simgelemiş.
filmin teknik bilgilerine gelince ; filmin imdb puanı 8,3,yapım yılı 1985.
film aslında shakespeare'nin kral lear uyarlaması.
kral lear : 16.yy'ın yaşlı lordu kral lear krallığını üç kızı arasında paylaştırmaya karar verir.her biri ülkenin farklı yerlerindeki kalelerde yaşayacak ve sadakatlerini babalarına kanıtlayacaklardır.büyük kız menfaaatleri için sahte bir samimiyet gösterirken,en küçük kız babalarına duyduğu bağlılıkla onun gerçekleri görmesi için çabalar.
ran 'da da olaylar şöyle gelişir ; bir doğu filmi olması hasebiyle kızların yerini erkek kardeşler alır.
lord ichimonji krallığını üç oğlu arasında paylaştırır.en küçük ve zeki olan oğulun tüm korkuları gerçekleşir ve bir aile savaşı yaşanırken arka tarafta bir ülke de tüm bu savaştan nasibini alır.
yönetmenin savaş sahnelerinde hiç bir ses kullanmadan sadece müzik kullanması da savaşın soğuk yüzünün anlaşılması aççısından oldukça etkileyiciydi..
filmde en hayran kaldığım sahne.büyük oğul başa geçtikten sonra karısı ( intikamcı gelin) ile kalede ki ana salonda oturup konuşurlarken.
bu sahneyi al evine tablo olarak as.
birde o muhteşem kimonolar yok mu..
yaşanan katliamların ve kardeş katlerinden sonra aklını kaçıran lord ichimonji ve soytarısı..
kamera arkası görüntüsü akira kurasawa
Akira Kurosava 23 Mart, 1910 - 6 Eylül, 1998) Japon film yönetmeni, film yapımcısı, senarist ve kurgucu. 57 senelik kariyerinde 30 film yöneten Kurosawa, sinema tarihinin en önemli ve etkileyici yönetmenlerinden biri olarak kabul edilir.
Kurosava, 1936 senesinde Japon sinema endüstrisine kısa bir süreliğine ressam olarak girdi. Çeşitli filmlerde yönetmen yardımcısı ve senarist olarak çalıştıktan sonra 1943 senesinde 2. Dünya Savaşı sıralarında ilk filmi olan popüler aksiyon filmi Sugata Sanshiro'yu filme aldı. Savaştan sonra 1948 senesinde Drunken Angel filmini çekti. Bu filmde o zamanlar tanınmayan bir aktör olan Toshirō Mifune'yi başrolde oynattı. Ve yine bu filmle Japonya'daki gelecek vaad eden genç yönetmenler arasındaki yerini sağlamlaştırdı. Daha sonra bu iki adam birlikte 15 film daha çektiler.
Kurosava'nın önemli filmlerden Raşamon filminin ilk gösterimi Tokyo'da 1950 senesinde yapıldı. Film 10 Eylül 1951'de Venedik Film Festivali'nde, Altın Aslan ödülünün sürpriz kazananı oldu. Ve sonradan Avrupa ve Kuzey Amerika'da gösterime girdi. Bu filmin batı pazarında yakaladığı reklam başarısı ve olumlu eleştiriler Japon sineması için bir ilkti. Böylece Kurusava'nın bu başarısı diğer Japon yönetmenlere de uluslararası arenada tanınma olanağı tanıdı. 1950'li yılladan 1960'lı yılların başına kadar Kurosava, aşağı yukarı her sene bir film üretti. Bunların içinde, Ikiru, Yedi Samuray ve Yojimbo gibi bazı filmler yüksek derecede saygınlık kazandı. 1960'ların ortalarında sonra Kurosava'nın daha az verimle çalıştı. Ama son zamanlarında yaptığı işlerinden son iki epik filmi Kagemusha ve Ran ile ödüller almaya devam etti. Bunların içerisinde Kagemusha filmi için aldığı Altın Palmiye ödülü de vardır.
1955 senesinde Akademi Ödülleri'nin verdiği Akademi Onur Ödülü'nü kabul etti. Ölümünden sonra AsianWeek dergisinde "Sanat, Edebiyat ve Kültür" kategorisinde "Yılın Asyalısı" olarak isimlendirildi ve CNN tarafından "Son 100 yılda Asya'nın gelişmesine en çok katkıda bulunan insanlardan (beşliden) biri" seçti.
tralier
keyifle ve hayranlıkla izlenecek bir film.
iyi seyirler...