bugün çok güzel bir gün.çünkü ilk haruki murakami kitaplarıma kavuştum.
darısı diğerlerinin ve özellikle 1Q84'ün başına.
kitapadresi sitesinden internetten sipariş ettim kitaplarımı.d&r ve idefix'te bu kitaplar 55 tl'ye geliyordu.d&r da bu kitapların yanında başka bir kitap daha sipariş edecektim ,elli tl ve üzeri siparişlerde de kargom bedavaya gelecekti ama kapıda peşin ödemesi yok bu sitelerin.bende internetten kredi kartıyla alışveriş yapmaya cesaret edemediğim için kapıda ödeme kolaylığından dolayı kitapadresi sitesini tercih ettim.ve tabi ki pahallı oldu.
neyse her halükarda bana gelişi yinede uygundu kitapların :)
işte kitaplarım :
bunlar prensesim için :)
anasının kızı,bayılır okumaya :)
aman murakami,canım murakami :)
kitap hakkında ,alıntı
Tokyo’nun varlıklı bir mahallesinde, sıradan ve sorunsuz gibi gözüken bir hayat süren Hajime, orta yaşlara geldiğinde yaşamını sorgulamaya başlar. Hayatı boyunca sahip olduklarından daha fazlasını istememiştir. Savaş sonrası yıllarda şansı yüzüne gülmüş, iyi bir evlilik yapmış ve iki kız çocuk sahibi olmuştur. Şehirde iki caz kulübünün sahibi olarak kıskanılacak bir kariyeri vardır. Yine de, hayatı ve kariyeriyle ilgili, rahatsız edici, sinsi bir yetersizlik duygusuna kapılmaktan kendini alamaz. İlk gençliğinde âşık olduğu, akıllı, ancak tuhaf bir yalnızlık duygusu uyandıran güzel Şimamoto’nun anısı, kalbini gölgelemektedir.
Yağmurlu bir gecede, eskisinden çok daha güzel ve etkileyici görünen Şimamoto’nun tekrar karşısına çıkmasıyla, hayatı çok daha karmaşık bir hale gelir.
“İnsanın, kaderi ve maddi dünya arasındaki gelgitlerini anlatan ve okuru kıskıvrak yakalayan bir eser. Akıllardan çıkmayacak.”
The New York Observer
bu kitabın yazarıyla twitter'da tanışma fırsatım oldu ve yazarına söz verdiğim gibi kitap artık elimde :)
en kısa zamanda okumaya başlayacağım.
gerçi kpss yüzünden hiç vakit ayıramaz oldum. :/
kendimi boşlukta gibi hissediyorum kitap okumayınca..
gençosman denizci
kitap için oldukça heyecanlıyım :)
Buz Yürekler
Nehirde balık avlamaya giden üç kafadar, balık yerine genç bir kızın cesediyle karşılaşırlar.Cesedin, bulunmasının ardından gözüpek Başkomiser Fatih Korkmaz, Erzincan Cumhuriyet Savcısı olan dayısı sayesinde soruşturmaya dâhil olur. Baş döndürücü bir hızla şüphelilerin peşine düşen Başkomiser Fatih, şehirlerarasında adeta mekik dokur. Cinayeti çözüme kavuşturmak için inanılmaz bir efor sarf ettiği sırada, ikinci bir cinayetin daha işlenmiş olduğunu öğrenir.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Amiri olan Başkomiser Fatih Korkmaz, aynı zamanda tarihi eserler konusunda uzmandır. Bir yanda tarihi eser kaçakçılarıyla mücadele ederken diğer yanda cinayetleri çözmek için uğraşan tecrübeli bir polistir.
Türkiye’nin dünyaca ünlü bazı tarihi mekânları hakkında kısa bilgiler de veren elinizdeki bu sürükleyici cinayet romanında, son birkaç sayfaya kadar katilin kim olduğunu merak edecek ve bir solukta okuyacaksınız.
(Tanıtım Bülteninden)
bir diğer pek kıymetli murakami kitabım :)
alıntı
Haruki Murakami’den bir tutku olarak koşmak ve bu tutkuyla terbiye edilen yazma eylemi üzerine eşsiz bir metin...
“Murakami Bey, insan sizin gibi sağlıklı bir yaşam sürünce zamanla roman yazamaz hale gelmez mi?”
Arada sırada insanlar bu soruyu sorar bana. Roman yazmak, sağlıksız bir
eylem; yazar olan kişi de sağlıklı olmak dediğimiz çemberden uzak bir yerde, mümkün olduğunca sağlıklı denemeyecek bir yaşam sürmek zorundaymış gibi.
Biz roman yazmaya çalıştığımızda, insanlığın temelinde bulunan zehir gibi bir şeyi istemesek de çekip çıkarır, görünür kılarız. Yazarlar az çok bu zehre maruz kalır. Bu zehir işin içine girmediği sürece, gerçek anlamda yaratıcılık
eylemi ortaya konulamaz çünkü (tuhaf bir benzetmeyle söyleyeceğim
ama balonbalığının zehirli kısmının aynı zamanda en lezzetli kısmı olmasıyla tıpatıp benzeyen bir durum galiba). Ama gerçekten sağlıksız olan şeylerle uğraşmak için insan mümkün olduğunca sağlıklı olmak zorundadır. Bu, benim tezim. Yani sağlıksız bir ruh bile, yine sağlıklı bir vücuda gereksinim duyar. İşte bu yüzden, böyle biri sanatçı olamaz, dense bile ben koşmaya
devam ediyorum.
en kısa zamanda bu kitapları okumak ve yazısını yazmak dileğiyle.
iyi okumalar