geldik bir son günlerde neler yapıyorum postuna daha.
hafta sonu yani dün,cumartesi itibariyle ağrı'lı öğretmen arkaşın köyüne pikniğe gittik.
aslında köy merkeze çok yakındı.kulağına kulaklığını yapıp bizim evden çıkıp yürüyüş maksadıyla 45 dak da varılabilir.çünkü arabayla 5 dakika da oradaydık.
gerçi ben gripten muzdarip olduğumdan dolayı erkenden eve dönmek zorunda kaldık zira pek çok bi hastaydım.
şuanda da bu postu sümkürük ve öksürük eşliğinde yazıyorum :))
ağrı'da yeşile hasret kaldığımız doğrudur bu piknik bize çok iyi geldi o yüzden.
bir deniz ve yeşil şehri olan istanbul'da doğmuş büyümüş bir insan olarak ağrı'da gerçekten doğa açısından zorluk çekiyoruz.,sert ve uzun bir kışı ve kısa süren yaz mevsimi olduğundan dolayı burada ağaç yetişmiyor ne yazık ki :/
ama bu köy ziyereti çok iyi geldi çok.
ilk önce kitaplarımı göstereyim kitapağacının bu ay ki kitabı niçe ağladığında ve bayan peregrine'nin tuhaf çocukları.
prensesim ve ben
düşünüyorum da şu hayatta ne kadar da çok oksijen ziyanlığı insanlar var.
te allam yareppim yea :PP
bahar geldi ama ağrı'da dağların hala başı karlı.
her yer çayır çimen başka da bişey yok ama onu bile özledik ağrı'da.çünkü kar yerden altı ay kalkmadı o_O
ayaklarım ve doğa olmadan olmazdı :)
uzaklarda musmutlu bir çocuk görüyorum :)
güzel bir cumartesiydi tekrarı nasip ola.
ayrıca gizliden gizliye takip edip eleştirip sonra gidip sosyal medyalarında okumadığı ve kahve de içmediği halde kahve ve kitap paylaşan annelerinin tuhaf çocuklarına selam olsun :PP
hahaha :))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumlarınız için teşekkür ederim :)