Biri bana #josésaramago mu,#franzkafka mı,#gabrielgarciamarquez mi (yada başka buna benzer yazarlar gerçi hepsi birbirinden farklı) yoksa #albertcamus mu diye sorsa kesinlikle Albert Camus derim.Romancılığının da,denemeciliğinin de,filozof yanının da ayrı bir tadı var.
#sisifossöyleni de çok keyifli bir kitaptı.Yazarın felsefe bilgisi hayranlık uyandırıcıydı.Ama #canyayınları nın ilk kez çevirisini sevmedim.Ya bire bir çevirdiği için yada çevirmenin tarzından dolayı ya da geröekten öok iyi olduğundan dolayı :/ bilemiyorum bir karışık olmuş kitap.Bol bol devrik cümle.Ama kitapta yine şiirsel bir söylem vardı.
İlk bölüm intihar incelemesi daha sonra #dostoyevski incelemesi var en nihayet #kafka incelemesi ve aralarda değişik bazı konular.Ama kitap incelemeleri hayranlık uyandırıcıydı.Kitap böyle okunur,böyle anlaşılır ve böyle yorumlanır dedirtti bana.Seviyorum seni Albert Camus 😆
Çok sevdim kitabı ve deneme severlerin kaçırmaması gereken bir kitap.
arka kapak:
"Gerçekten önemli olan bir tek felsefe sorunu vardır: intihar. Yaşamın yaşanmaya değip değmediği konusunda bir yargıya varmak, felsefenin temel sorusuna yanıt vermektir."
Albert Camus, İkinci Dünya Savaşı yıllarında yayımladığı deneme kitabı Sisifos Söyleni'nde, yaşamın anlamsızlığı, varoluşumuzun saçmalığı gibi intihara yönelen temaları, tarihin ve edebiyatın belirli bazı kişilikleri üzerinden ele alır. Tahsin Yücel'in dilimize kazandırdığı eser, XX. yüzyıl felsefe tarihinin en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilmiştir. Tanrıların, hep yeniden aşağıya yuvarlanacak olan taşı tepeye çıkarmakla cezalandırdıkları Sisifos, cezasını bilinçli olarak kabullenmiştir, tekrar yuvarlanacağını bildiği halde taşı bütün gücüyle yukarı taşır. Camus saçma kavramını işte bu noktada tanımlar: boşuna olduğunu bildiği halde direnen insan. Yaşamın anlamı ancak, dünyanın saçmalığını ve yenilginin daima tekrarlanacağını bile bile kötülüğe direnmek olabilir, insanlığa gerçek boyutlarını ancak bu başkaldırı kazandırabilir.
camus kesinlikle favori yazarlarımdan biri oldu...
Albert Camus, İkinci Dünya Savaşı yıllarında yayımladığı deneme kitabı Sisifos Söyleni'nde, yaşamın anlamsızlığı, varoluşumuzun saçmalığı gibi intihara yönelen temaları, tarihin ve edebiyatın belirli bazı kişilikleri üzerinden ele alır. Tahsin Yücel'in dilimize kazandırdığı eser, XX. yüzyıl felsefe tarihinin en önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilmiştir. Tanrıların, hep yeniden aşağıya yuvarlanacak olan taşı tepeye çıkarmakla cezalandırdıkları Sisifos, cezasını bilinçli olarak kabullenmiştir, tekrar yuvarlanacağını bildiği halde taşı bütün gücüyle yukarı taşır. Camus saçma kavramını işte bu noktada tanımlar: boşuna olduğunu bildiği halde direnen insan. Yaşamın anlamı ancak, dünyanın saçmalığını ve yenilginin daima tekrarlanacağını bile bile kötülüğe direnmek olabilir, insanlığa gerçek boyutlarını ancak bu başkaldırı kazandırabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumlarınız için teşekkür ederim :)