size 1969 yapımı ama asla eskimemiş eskimeyecek muhteşem ötesi bir film tanıtacağım.
18.y.y'da yaşamaış ermeni halk ozanı sayat nova'nın sembolizimle anlatılmış hayat hikayesi.sıradan bir film gibi ilerlemiyor film,çok az repliği var ama Hristiyanlıktan,Museviliğe oradan İslamiyete, Türkçe'den Ermenice ye kadar her din her dil var filmde.müzikleri harika fimin anlatımı muhteşem her sahne tablo gibi.
Filmin anlatımı oldukça etkileyici ve sıra dışı.ben adeta kendimden geçtim,bayıldım.
Yönetmen:Sergei Parajanov
IMDB puanı:7,7
Yapım yılı:1969
trailer
Özetle:
Film, 18. yüzyıl Ermeni şairi Sayat-Nova’nın hayatını,
ama klasik biyografi gibi değil,
duygu, inanç, aşk, ruhani yolculuk
ve doğu mistisizmi üzerinden,
tam bir Barok – Ortaçağ ikonası gibi resmeder
.
Klasik film gibi değil,
"anlamaya çalışma, hisset" filmi.
Flmi anlamak istiyorseniz, cümle cümle değil, tablo tablo, rüya rüya izleyin.
Çünkü Parajanov demek, “Söylenmeyeni gösteririm, anlayan anlar.” demek.
Narın Rengi aslında hikaye anlatmıyor,
sana ruhsal bir tefekkür yaptırıyor.
Semboller...
1. Nar
Nar = Hem Ermeni kültüründe, hem de doğu mistisizminde hayat, bereket, aşk ve kan demek.
Nar çatladığında içinden çıkan taneler, şairin hem çokluk, hem de içsel dağılmasını simgeler.
Film boyunca nar aşk, arzu, acı ve kutsallığın birleşimi olarak gösterilir.
2. Hamam Sahnesi
Ki en sevmediğim de sahne oldu :/
Hamam = Arınma + Cinsellik + Ruh-Beden sınırı.
Şairin gözünden aşk, ten ve günahın tam ortasında kalışıdır.
Bir yandan bedensel istek, bir yandan ruhani saflaşma.
Su her şeyin çözümü değil, şairin ne arındığını ne de günaha battığını tam bilmezsin.
3. Göz ve Bakışlar
Filmde sürekli göz sembolü ve bakış vardır.
İlahi bakış, insani bakış ve kendi içindeki bakış sürekli birbirine karışır.
Hamam sahnesinde de gözler ve yıkanma hareketi bir nevi “kendini ve ötekiyi görme” ritüelidir.
4. Kilise ve İnanç Sahneleri
Kilise, bozulmuş düzen ve kutsal mekânın ağırlığıdır.
Şair, aşkı ile inancı arasında sıkışır.
Parajanov açık açık "Aşk da bir ibadet olabilir mi?" sorusunu sorar.
5. Elbiseler ve Kostümler
Hiçbiri gündelik değildir
Hepsi birer tablo, hepsi birer ikon gibi tasarlanmış
Hamamda da çıplaklık değil, kostümlerin altında kalmış beden ve ruh anlatılır.
“Ruhunu soy” der gibi.
Ortodoks ikonlarında nasıl her figür ve obje bir dua ve anlam taşırsa,
Parajanov da her sahneyi bir dua,
her nesneyi bir simge,
her sessizliği bir cümle gibi kurmuş.
Ben en çok leytanlı sahneye ve o sahnedeki müziğe bayıldım.
Lütfen bu filmi kaçırmayın.Entelektüel seviyesi oldukça yüksek bir film.
iyi seyirler.....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumlarınız için teşekkür ederim :)