7 Kasım 2025

Schrödinger'in Kedisi Neden Şizofren Oldu?, Doç. Dr. Sultan Tarlacı...


Schrödinger'in Kedisi Neden Şizofren Oldu?, Doç. Dr. Sultan Tarlacı... 

Kuantum fiziği okumaya bayılıyorum,ilk okuma yapmaya bailadığım zamanlarda kafam basmııyordu🤭bu kitabı da yaklaşık dokuz yıl önce falan ilk okumuştum o günden kelli hep ikinciye okumak istiyordum tam zamanında karar vermişim okumaya çünkü hocam aklına bir fikir gelirse not al onun üzerine çalışırız demişti ki bende hocacım aklıma parlak türünden bir fikir gelmiyor,muzurluk olsa gelirdi demiştim,hocam da parlamasına gerek yok fikr gelsin yeterli demişti😅işte kitabı okurken o parlasa da parlamasa da aklıma harika bir fikir geldi.Kuantum,Zaman,İslam Felsefesi....💪🏾

Ben her kitabın okumak için bir zamanının olduğuna inanırım ,okumayı çok istediğim pekçok kitabı elime alıp alıp doğru zaman olmadığı için bırakmışlığım çok olmuştur.Ama herhangi bir konuda harekete geçilecekse eğer doğru zaman daima şimdi'dir.Yoksa hep geç olur...Bu fikrede bu kitabı okuduktan sonra ulsştım yoksa benim sabırsız kişiliğimle bir ilgisi yok.🤭

Kitap kuantum fiziğinin yanında kuantum fiziğiyle değişen dünya slgımızın sosyal hayattan tıbba,hastalık teşisinden zaman algımıza kadar pekçok farklı alana yansımasını ele alıyor hem bilimsel hemde gündelik hal dili okumaya değerdi ki kuantum Türkiye'de sonuna kadar suyu çıkarılmış bir mevzu.Özellikle zaman'la ilgili bölüm beni benden aldı..Zaman'nın olmayışı tek gerçeğin içinde bulunduğumuz"an"oluşu gerçeği insana kaçan fırsatlarıyanlış kararlarla bir daha gelmeyecek doğru karar seçenekleriniA'yı değil de B'yi seçseydim nolurdu diye düşünerek yakabileceğimiz beyinlerimizi,olanın olmasıyla ya da olmayanın olmamasıyla,olabilecekken son anda olmamasıyla yastıkların ıslandığı geceleri,geçmeyen günleri,boşa geçen ömrü ah vah ile andırıyor.. Newton fiziğiyle mutlak gerçekliğin ortadan kalkmas ı(Einsten'in Görecelik kanunu) ve kuantum fiziğiyle de mutlak zamanın ortadan kalması ve en nihayetinde atomun quarklardan sonra en küçük biriminin enerji olduğunun keşfiyle maddenin de olmadığını öğrenmemizle koca bir simülasyonda yaşadığımız gerçeğiyle başbaşayız...Mübarek babacığımın tabiriyle:"Al sana bi kaya nerene dayarsan daya."🤭içeriğini çok çözemediğim ama zannımca ayıplı bi sözetrtüği ve kendini kandırmaya devam ettiği sıkıcı hayatına devam edecekti. O yüzden bu kuantum diyarında Yüce Tengri size uyuduğunuz uykudan uyanıp cesaretle yeniye adım atmanızı ve içinde bulunduğunuz kendinizi kandırdığınız küçük hayatlarınızda bir Mesih gönderdiğinde, ki herkese gönderilmez çok az şanslı ruha gönderilir çünkü her ruh uyanmak için hazır ve güçlü değildir, kırmızı hapı almaktan korkmayın.

Yolun sonunda hem çok daha iyi bir versiyonunuza ulaşacak belki de hayatınızın aşkıyla karşılaşacaksınız nereden bilebilirsiniz Yüce Tengri’nin böyle değişik bir espri anlayışı var 🤭😅
Kitap muhteşem ötesiydi, aklım başımdan gitti.
He bir de o yağmurda yürüdüğüm cuma akşamı var ya, şifayı kaptım üç gündür yatıyorum.
Bu Yüce Tengri’nin bir şakası zahir. 🤭
Yani kısaca zaman bölümü kitapta beni en çok etkileyen kısımdı.
Giden an’ın bir daha asla geriye gelmesinin mümkün olmadığı, hatta ve hatta kuantum fiziği söylemiyle aslında zaman diye bir şeyin olmadığı bir evren...
Özgür irade bahsine hiç girmiyorum bilene 🤭
Zaman’ın olmadığı ama kaçan fırsatlarla dolu bir yaşam.
Hep birlikte bir ağlama seansı yapalım bu farkındalık başka türlü atlatılamaz zira.
Bazı kitaplar sizi değiştirir; bu da öyle bir kitaptı, değiştim...



Şems’in dediği gibi:
“Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol.
Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın.
‘Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir’ diye endişe etme.
Nereden biliyorsun hayatının altının üstünden daha iyi olmayacağını?”
İşte bu tam bir kuantum....
İbn Arabi göndermeleri, özellikle zaman konusunda en iyi açıklamaların İslam filozoflarından gelmiş olduğu açıklamaları beni daha çok heyecanlandıran ve kafamda bir ampul yanmasını sağlayan bölümlerdi. 🤣

Fizikçilerin kabulüyle zamanda ileri ve geri gidemeyişimiz ama aynı anda farklı bir yere ışınlanmamız pek olası.
Tasavvufta tayy-i mekan, tayy-i zaman denilse de bilimde bu daha çok tayy-i mekan olarak geçerli — en azından ben öyle anladım 🤭
Bu da demek oluyor ki hayatımızda bazı fırsatlar ve bazı insanlar bir kere karşımıza çıkar; çıktığı an kıymetini bilin.
Çünkü kuantumun Rabbi kulunu verdiği nimete şükürle de sınar; kıymet bilmeyene aynı insan ve fırsatlar bir daha asla verilmez.
Ardlarından far görmüş tavşan gibi baka kalırsınız.
Fırsatı en iyi değerlendiren altıncı Matrix seçilmişi Neo’ydu.
Tam zamanında kırmızı hapı içerek harikalar diyarına gitmeyi tercih etti ve böylelikle hem kendisinin en iyi versiyonuna ulaştı hem de hayatının aşkına...
Cesaretsizliği yüzünden mavi hapı alsaydı aynı kısır döngüde, aynı kişilerle farklı sonuçların olmasını hayal edemezdi.
Yani kısaca zaman bölümü kitapta beni en çok etkileyen kısımdı.
Giden an’ın bir daha asla geriye gelmesinin mümkün olmadığı, hatta ve hatta kuantum fiziği söylemiyle aslında zaman diye bir şeyin olmadığı bir evren...
Özgür irade bahsine hiç girmiyorum bilene 🤭
Zaman’ın olmadığı ama kaçan fırsatlarla dolu bir yaşam.
Hep birlikte bir ağlama seansı yapalım bu farkındalık başka türlü atlatılamaz zira.
Bazı kitaplar sizi değiştirir; bu da öyle bir kitaptı, değiştim...
Hepsi bu kadar 💫
İstersen bu metinleri düzenli, dergi tarzında biçimlendirip sana temize çekebilirim — mesela “suinnwonderland’in Kuantum Zaman Üzerine Notları” gibi bir başlıkla. İster misin öyle toparlayayım?

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumlarınız için teşekkür ederim :)

Related Posts with Thumbnails