24 Mart 2016

a love to kill you



sanırım 2008 yılında hüngürt hoşurt izlediğim bir kore dramasıydı  a love to kill you.
baş rolde birain ve shin min ah.
anaaam ne ağlak diziydi be :) izlerken ağlamaktan gözlerim şişerdi.
bu diziyi izledikten sonra so ji sup'ın  a miss you'sunu  izlemiştim.
ağlamayacam lan dediydim kendi kendime ama 11 bölüm dayanabilmiştim.sonra hüngürt foşurt.:)
dizi izlerken hüngürt foşurt bir halde kaç kere babama yakalndığımı bilmem :)
şimdi olsa ağlar mıyım,bu dizileri izler miyim aman ne bileyim ben.
ama bu birain'nin dizisinin ost'si muhteşemdi.
diziyi artık izlemiyorum ama müziklerini bıkmadan dinliyorum.
kore drama müzikleri gerçekten muhteşemdir çünkü.
bu müzikte beni oldukça duygulandırır.
side dinleyin istedim.


dizinin bir diğer aklımda er etmiş ostsi

It's still love - Shin Seung Hoon




gecenin sessizliğine
müziğin dinğinliğine
geleceğin belirsizliğine
duanın güücüne selam olsun....

23 Mart 2016

çekiliş sonuçlandı :)

 kitap çekilişi 1 
gayet mutevazı bir katılımla sonuçlandı ilk çekilişimiz.
üç kitap,bir not defteri ve bir ajandadan oluşan çekilişimizi 
ZEHRA ERTUĞRUL kazandı.

kendisini tebrik ediyor ve en kısa zamanda bize ulaşmasını diliyoruz.bir hafta içinde geri dönmezse çekiliçi tekrarlayacağım.



listenin resmini çekmeyi unutmuşum.:/
zaten dört isim vardı.
heyt be fotografa da bakın hele,tost makinasıyla çeksem daha güzel çıkarmış :)




çekiliş 2
kazanan  ZEHRA KARABACAK.
kendisini tebrik ediyor ve bir hafta içinde bize ulaşmasını bekliyoruz.






tevafuk sonucu çekilişimizi ZEHRATEYN'ler kazandı :)
google+'dan ya da bloga yorum bırakarak yada mailden bana en kısa sürede ulaşırsanız sevinirim.bende en kısa zamanda hediyelerinizi gönderebilirim.
tekrar tebrik ediyor ve çekilişime katılan bütün arkadaşlara teşekkür ediyorum.


20 Mart 2016

uyku,haruki murakami...





şu murakami ne ele avuca sığmaz bir yazar.
yazarken kimseyi takmadığı amiyane tabirle de iplemediği kesin. :)
ya bu kitap sanki başlamadan bittii :/
ne olduğunu bile anlayamadım resmen dumur oldum.
öykü en heyecanlı yerinde zarttadanak kesiliyor.
ya kadına ne oldu,doktora gitti mi,kocasına her şeyi anlattı mı,
eşkiyaların elinden kurtuldu mu,iyileşti mi?????
kafamda bir dünya deli soru.
hikaye bir kadının uykusuzluk hastalığını anlatıyor ve tam heyecanlanmıştı derken küüütt bitiveriyor.
murakami'nin tüm kitaplarında muallak bir son vardır ve asla kesin bir yargıya varamazsınız ama bu kitap tamamen sonu okuyucuya bırakmış.
bırakmasın kardeşim.bir dünya para verdim o kitaba bi zahmet sonu hakkında da yazar tiyo versindi değil mi ya :)
90 sayfalık başladığıyla biten oldukça akıcı bir kitap ama sonu neydi öyle ya.
bence tüm kitap rüyadan ibaretti.
tıpkı david lınch filmlerinde olduğu gibi.
en tuhaf murakami kitabı olur mu bilemem ki bence en tuhafı kitabı yaban koyunun izinde'ydi,yine de garip bir kitap olmuş.ya tadı damakta kalıyo.neden böyle yapmış ki ?
hiç anlamadım. :/
kuşe kağıda,renkli,resimli oldukça kaliteli sırf ciltli hali yüzünden bile okunmak istenilecek bir kitap ki murakami'ye ait hangi kitabı insan okumak istemez.
hayranlarının muhakkak kütüphanelerine kazandırmaları gereken bir kitap.ayrıca en ince murakami kitabı.alın okuyun ve ben gibi şaş kalın derim :))


okumnazsa olmaz bir murakami.şimdi sıra kadınsız erkeklerde.
1q84'ü istanbul'a dönünce tatilde okumayı düşünüyorum.
geriye sadece sahilde kafka ve zemberek kuşunun güncesi kalıyor.
acele etmeden kitapların sırası gelince keyfini çıkararak okumak istiyorum.



Haruki Murakami'den tekrar tekrar okumak isteyeceğiniz, her okumada yeni keşifler vaat eden sarsıcı bir anlatı…

Uyuyamıyorum. Tam on yedi gün oldu. On yedi gündüz ve on yedi gece. Çok uzun bir zaman. Artık uykunun nasıl bir şey olduğunu bile tam olarak anımsayamıyorum…

Gözlerimi kapatmayı denedim. Sonra uyumanın nasıl bir his olduğunu hatırlamaya çalıştım. Fakat orada yalnızca uykuya yer olmayan zifiri bir karanlık vardı. Bu, zihnimde ölümü çağrıştırdı. Ölecek miyim acaba, diye geçirdim İçimden. Eğer bu şekilde ölüp gidersem, benim yaşamımın anlamı ne olacak?

Uykuları çalınmış bir kadının öyküsü… 



Haruki Murakami'den tekrar tekrar okumak isteyeceğiniz, her okumada yeni keşifler vaat eden sarsıcı bir anlatı…
(Tanıtım Bülteninden)

hobbit ve felsefe,geregory basham,eric branson,william irwin..



geçen yıl kpss'ye hazırlaandığım dönemden beri almak ve okumak istediğim bir kitaptı.en nihayetinde emelime kavuştum.
şuanda elimde alice ve felsefe var bir diğer almak istediğim kitapsa yüzüklerin efendisi ve felsefe.
gelelim kitaba,biraz yüzüklerin efendisi ve hobbit filmlerine çokça kitaplarına yapılan felsefi içerikli açılımlar.hem kitaplarını hem filmlerini hem de felsefeyi sevmenizi,eğer seviyorsanız da daha da hayran kalmanızı sağlayacak türden keyifle okunan bir kitaptı.
ben kitabı çok sevdim.fantastik edebiyatı ve felsefeyi ve fantastik filmleri seviyorsanız sizde çok seveceksiniz yoksa yaklaşmayın boşverin.
eğer kitapları okumayıp filmleride izlemediyseniz ise kitabın yanından bile geçmeyin derim çünkü kimden ve neden bahsettiğini kesinlikle anlamayabilirsiniz.
bu türün,kitapların ve filmlerin hayranlarına özel olarak hazırlanmış bir kitap.




Maceracı bir ruh ile kişisel gelişim arasında nasıl bir bağ vardır?
Bilbo'nun karakterindeki dönüşümün kökenlerini nerede aramalıyız?
Orta-Dünya'da şan, şöhret, kibir, tevazu, açgözlülük gibi kavramlara felsefi açıdan nasıl yaklaşabiliriz?
Hobbitler oyun oynamayı neden sever?
Tolkien gerçekte bir adil savaş teorisyeni miydi?
Hobbit bize sanatın felsefesi hakkında neler sunabilir?
Tolkien'in kahramanları aslında birer filozof mudur?

Bir yanda Bilbo, Gandalf, Thorin ve Gollum; diğer yanda Aristoteles, Platon, Nietzsche ve Kant.
Hobbit ve Felsefe, Bilbo Baggins ile yeni tanışacak okurlar, yıllarını Tolkien'in eserlerine veren Orta-Dünya takipçileri ve felsefe meraklıları için benzersiz bir kitap.
keyifli okumalar...

16 Mart 2016

ordan,burdan,şurdan...

son günler yine her zaman ki gibi yoğun geçiyor.
okul her günkü gibi fix.sonra ayda bir toplanılan kitapağacı toplantıları var.
hafta sonu bir öğretmen arkadaşımızın doğum günüydü,sürpriz toplandık,canlı müzik dinlemeye gittik,hediyeler,dostlar çok güzeldi.
sonra dünya kadınlar günü yine dışarı çıkık.
bayan öğretmen arkadaşların eşleri bize pasta almışlar,küçük bir kutlama yaptık çok eğlenceliydi.
sonra ben kız kardeşime bu kupalardan ve bir parfüm aldım günün anlam ve özelliğine binaen,o da bana çok güzel bir etek aldı.
ben bunu aldım o bunu aldı derken post aldım verdimli bişey oldu ya.:)
yani bu yakın zamanlar böyle biraz kutlamalı geçti.aylardır olan koşuşturmaca ve stresli zamanların üzerine keyifli oldu,iyi geldi.
her zevke uygun kupalarımız.


okul sonrası öğretmen arkadaşla aç kurtlar gibi saldırdığımız yemeciğimiz :)


sonra ben bir kitap aldım ve tüm dünyanın hüznünü ruhumdan  dışarı bıraktım..


Allah'a emanet...

siddhartha,hermann hesse


her ne kadar çok tavsiye edilen,ayılınan bayılınan bir kitap olsa da okurken daha çok kitabı sanki bana nihat hatipoğlu hoca anlatıyormuş gibi geldi :)
yolda yürüyordu siddhartha,
ağır ağırdı adımları.
geçmişin yükünü taşıyordu,
derken yer ağladııı gök ağladııı :))
bana her ne kadar böyle hissettirse de bir aydınlama bir kendini bulma hikayesi siddhartha..
kendi aydınlanmasını başından geçen onca acı,hüzün,hastalık,hayat imtihanıyla yaşamış olan ben'i çok etkilemedi siddhartha...
ama hayat yolunun başındaki genç dimağlar için bir yol kitabı olabilir.



"Genel olarak herkesçe kabullenilmiş Buddha imgesini aşan bir Buddha yaratmak, daha önce eşine rastlanmamış, büyük bir başarıdır. Siddhartha, benim gözümde, Kutsal Kitap'tan kat kat üstün bir ilaçtır..." 20. yüzyılın en büyük romancılarından Henry Miller'a bu sözleri söyleten Siddhartha, 1946 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Alman yazar Hermann Hesse'nin baş­yapıtıdır. I. Dünya Savaşı'nı izleyen yıllarda insanları yaşamlarını yeniden kurmaya çağıran, Doğu gizemciliğini yücelten Siddhartha, kuşaklar boyunca nerdeyse bir "kutsal kitap" gibi okunmuştur. Siddhartha'da Buddha'nın yaşamının ilk yıllarını şiirsel bir üslupla anlatan Hesse, insanın öz benliğini bularak uygarlığın yerleşik biçimlerinden kurtulmaya çalışmasını işler. "Bu kitapta," der, "tüm dinlerde, insanların benimsediği tüm inanış biçimlerinde ortak olan yanı, tüm ulusal ayrımları aşan, tüm ırkların, tüm bireylerin benimseyebileceği şeyi yakalamaya çalıştım."
(Tanıtım Bülteninden)
keyifli okumalar..

taht oyunları...

birinin bana dur demesini gerektiren fotoğraf çalışmam :)


sizinle tamamlanmış serilerimi paylaşayım istedim.
işte taht oyunları.
okuyacak kadar da ömrün olsun işnşllh ne diyeyim.
kitaplar kaçak kat gibi göğe doğru yükseldi :)


murakami'nin tamamlanmış serisi de kadriyeciiğimin koruması eşliğinde.:))


daha bitmedi
dune serisi de tamamlandı ama son kitabı hepsiburda henüz göndermedi.


toshihiko izutsu'dan islam felsefesi kitaplarım üçe çıktı,alice harikalar diyarında ve aynadan içeri kitaplarını da can yayınlarından tamamladım (daha önce pek çok çevirisini alıp okumuştum ama can yayınları tabi ki de en iyisi oldu ).
diğerlerini de okudukça paylaşırım artık :) 

bol kitaplı,dedikodulara maruz kalıp kırılmadığınız,velinin tacizlerini yaşamadığınız,vatan ve milletin güven ve huzur içinde olduğu günler dilerim...

Allah'ın Varlığının 12 Delili,Caner Taslaman..


din felsefesinin en önemli konusundan biri olan deliller bahsini içeren bu kitabı hoca çok sade ve anlaşılır bir dille ele almış.
ben çok rahat ve büyük bir keyifle okudum.
yalnız delillerin içeriği din felsefesinden biraz daha farklı bir şekilde işlenmiş.
deliller katagoriler şeklinde ele alınırken hem teist hem de ateist mantıktan değerlendirilmiş.
ne bileyim işte ben çok beğendim.
bilimsel bir dilinde yer almasına rağmen su gibi akıp giden bir kitap oldu.
hocanın 9 kitabını aldım ve ara vermeden okuyup tamamlamak istiyorum.külliyatın tamamlanması için de sanırım 3 ya da 4 kitap kaldı.
hoca oldukça üretken bir profesör.kitaplarının almaya da okumaya da yetişemiyorsun :)
bir yazar olarak hocayı keşfeiğim için çok mutluyum.keşke çok daha önceden biliyor ve okuyor olsaydım.siz de arftık biliyorsunuz ve okuyor da olun diyeyim :)



alıntı

Allah'ın var olup olmadığı hususunda varacağımız karar kendimize, yakınlarımıza, dünyamıza ve tüm varlığa bakışımızı altüst edecek önemdedir. "Nereden geliyorum, neden buradayım, ben kimim, ben ve yakınlarıma ölünce ne olacak" şeklindeki gerçekten de önemli varoluşsal soruların hepsinin cevabı bu meseleyle alakalıdır. Allah'ın var olması; tüm varlığın ve insanın bilinçli bir şekilde yaratıldıkları, var oluşumuzun bir anlam ve gayesi bulunduğu, Allah isterse ölümden sonra da yaşamın olabileceği anlamını taşımaktadır. İşte bu kitapta, her insan açısından bu kadar kritik olan varoluşsal meselelerin temelinde yatan Allah'ın varlığı meselesinin ele alındığı, kitap okurken hiç akıldan çıkarılmaması gerekli bir husustur. Bu kitapta Allah'ın varlığının 12 delili sunulacaktır: 



Evren Delilleri: Kelamın Kozmolojik Delili, Yasaların Varlığı Delili, Evrendeki Keşfedilebilirlik Delili, Evrenin Potansiyeli Delili, Yasaların ve Sabitlerin Hassas Ayarı Delili, Fiziiki Olguların Hassas Ayarı Delili, Canlıların Tasarımı Delili 

Fıtrat Delilleri: Doğal Arzular Delili, Doğuştan Ahlak Delilli, Akıl Delili, İrade Delili, Bilinç ve Benlik Delili
Açıklama: Allah'ın varlığının delillerini-kanıtlarını arıyorsanız; Caner Taslaman'ın bu kitabı Türkiye'de Allah'ın varlığı hakkında yazılmış en iyi kitaplardan biridir. Ateistlere verilecek cevap arayanların ve Allah'ın varlığını delilleriyle görmek isteyenlerin bu kitabı okumalarını tavsiye ederiz. Allah var mı?, Allah yok mu?, Allah'ın varlığının kanıtları-delilleri nelerdir?, Allah'ın varlığı nasıl kanıtlanır? Sorularına bu kitapta cevap bulabilirsiniz.

Bu kitapta, varoluşsal açıdan çok önemli, evrene, hayatımıza ve ölüme bakışımızda her şeyi kökünden değiştirecek sorular cevaplanmaya çalışıldı: Allah var mı? Allah'ın varlığına inanmamız için ciddi, güçlü deliller var mı? Bu inancın temeli ne? Bunun için 12 delil sunuldu. Bunların 7 tanesi dış dünyadan, 5 tanesi doğuştan sahip olduğumuz bize içkin olan fıtratımızdan hareketle savunuldu. Sunulan 12 delilde de temel yaklaşım, evrende veya fıtratımızda mevcut olan olguları ele alıp, bunları teizmin mi yoksa teizmin düşünce tarihindeki tek alternatifi materyalist-ateizmin mi daha iyi açıkladığını belirlemek oldu.
(Tanıtım Bülteninden)


Allah'ın varlığına on iki delil


keyifli okumalar olsun.

11 Mart 2016

sufi ibn sina ve makamatul arifin..


ibn sina'nın tasavvufi fikirleri hakkında yazılmış ve çeşitli bölümlerden oluşan bir günde büyük bir keyifle okuduğum bir kitap oldu.
son kısım makamatül arifin'in yazısının çevirisinden oluşuyor.
gelsin yeni ibn sinalar..



Hakk'ın katı herkesin gidebileceği bir yol değildir; ona ancak çok az kimse muttali olabilir. İrfan ilmini duyan fakat ondan gafil bir kimse ona sadece gülüp geçer, onun kıymetini bilemez. Ama ehli olanlar bu anlatılanların bir ibret olduğunu bilirler. Kim onu duyar da ondan tiksinirse nefsini itham etsin. Herhalde o bu ilme münasip olmasa gerektir.
"Herkes ne için yaratılmışsa kendisine o şey kolay gelir

cesur yeni dünya,aldus huxley..


verdiği felsefe açısından ne kadar güçlü olsa da okurken sıkıldığımı itiraf etmeliyim. /
kiabı okurken ister istemez başka bir distopik roman olan 1984'ü hatırlayarak okudum.
1984'e insanlar ne kadar baskı altına alınırlarsa alınsınlar insan olmalarından kaynaklı düşünme ve itiraz etme,kabul etmeme davranışlarını reddedemezler.önünde sonunda insan olmalarının gereğini yerine getirirler.
cesur yeni dünya2da ise bence çok daha karanlık ve korkunç bir gelecek tasviri var.
insanlar hiç bir şeye mecbur bırakılmıyorlar çünkü umursamaz hale getirilmişler.
tüplerde istenildiği gibi yetiştirilen ve düşündürülen ayrıca yaşatılan,üretilmiş insanlar...
düşünmeye,reddetmeye ya da itiraz etmeye artık hiç gerek kalmamıştır.
insanlar yaşttırıldıkları hayattan gayet memnundurlar.zaten nasıl itiraz etsinlerdi ki...
okunmadan kenarda köşede bırakılmayı hak etmeyen bir kitap.



"Cesur Yeni Dünya" bizi "Ford'dan sonra 632 yılına" götürür. Bu dünyanın cesur insanları kapısında "Cemaat, Özdeşlik, İstikrar" yazan Londra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde üretilirler. Kadınların döllenmesi yasak ve ayıp olduğu için, "annelik' ve 'babalık' pornografik birer kavram olarak görülür Toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırma hipnopedya -uykuda eğitim- ile sağlanır. Hipnopedya sayesinde herkes mutludur; herkes çalışır ve herkes eğlenir. "Herkes herkes içindir."
"Cesur Yeni Dünya"nın önemi yalnızca ardılları için bir standart oluşturması ve karamsar bir gelecek tasarımının güçlü betimlemesiyle değil, aynı zamanda 'birey yok edilse de süren macerasının' sağlam bir üslupta anlatılmasıyla da ilgili. Huxley, yapıtını ütopa geleneğinin kuru anlatımının dışına çıkarıp 'iyi edebiyat' kategorisine yükseltiyor.



Cesur Yeni DünyaAldous Huxley'in bir romanı, magnum opus'udur. Brave New World romanın özgün adıdır. Sheakespeare'in zamanında "brave" kelimesi "güzel" anlamına geliyordu, yani kitap'ın asıl manası "Güzel Yeni Dünya" dır.
Romanın kurgusu Londra'da 26. yüzyılda geçmektedir ve distopik bir atmosfer mevcuttur. Romanda üreme teknolojisiöjenik vehipnopedi (uykuda öğretim) sayesinde toplum değiştirilmiştir. Aslında tanımlanan dünya bir ütopya olarak da gözükebilir, fakat ironik bir ütopya; zira insanlık sağlıklı, teknolojik açıdan gelişmiş, savaşlar ve yoksulluk yok edilmiştir; tüm ırkların eşit olduğu ve herkesin mutlak olarak mutlu olduğu bir dünya vardır. Fakat, ironik biçimde, tüm bu gelişmeler birey için çok önemli olan birçok değerin yok edilmesi, kaldırılması ile başarılmıştır; ailekültürel çeşitliliksanatedebiyatdin ve felsefe artık yoktur. Ayrıca salt zevki önüne gelenle seks yapmada ve uyuşturucu kullanımında bulan toplum hazcı (hedonistik) bir topluma dönüşmüştür.
Romanın ismi, Shakespeare'in Fırtına isimli eserinden, perde V, sahne I'deki Miranda'nın konuşmasından alınmıştır:
Bu kadar bunca yakışıklı varlık varıp gelmiş buraya
Ne güzel şeymiş meğer insanlık
Böyle dünyalıları olan
Yaşasın bu yaman, bu cesur yeni dünya



Kitaptaki karakterlerin isim kökenleri

  1. Bernard Marx, George Bernard Shaw ve Karl Marx
  2. Lenina Crowne, Vladimir Lenin
  3. Fanny Crowne, Fanya Kaplan, Lenin'i öldürmek için başarısız bir suikast girişimi düzenleyen kişi.
  4. Polly Trotsky, Lev Troçki
  5. Benito Hoover, Benito MussoliniHerbert Hoover
  6. Helmholtz Watson, Hermann von HelmholtzJohn B. Watson
  7. Darwin Bonaparte, Napoleon BonaparteCharles Darwin
  8. Herbert Bakunin, Herbert SpencerMikhail Bakunin
  9. Mustapha Mond, Mustafa Kemal AtatürkSir Alfred Mond
  10. Primo Mellon, Miguel Primo de RiveraAndrew Mellon
  11. Sarojini Engels, Friedrich EngelsSarojini Naidu
  12. Fifi Bradlaugh, Charles Bradlaugh
  13. Joanna Diesel, Rudolf Diesel
  14. Jean-Jacques Habibullah, Jean-Jacques RousseauHabibullah Han
keyifli okmlar....

9 Mart 2016

star wars...

benim tatlı tontiş kardeşim bir takım lisanslı star wars ürünleri almış olabilir :)


wwuuuuuu :)

6 Mart 2016

istiyorumlardan..



h&m markasıymış bu çantalar.
ben çocukken annemin vardı hemde bunların büyük boyu.
oldukça da uygundu fiyatları.bir yaz yazlığa giderken eşyaları arabaya koyarken ağacın kenarında unutmuştuk çantayı.içindekilerle birlikte evin kapısının önünde unuttuk çantayı.daha sonra da kimselerde böyle bir çanta görmemiştim.şimdilerde ise instagramda örgücü ve vintageci hatunların profillerinin süslüyor.ben de bu çantayı onlarda gördüğümde eskilere gittim ama bende istiyorum.
5 dolar gibi bir fiyat gördüm internette ama emin değilim.
nostalji sevdasına bende isiyoruumm.









çok değil,yeşilindensarısından bire de turkuazından istiyorum hepsi o ka :))

5 Mart 2016

günlerden mim :)

sevgili çoluk çocuk bunlar beni mimlemiş.pekte severim :)

ya bu kızlar benim dean'mi kullanmışlar mimlerinde kızdım bak :P

konu 
"yayın evleri"


 1.en sevdiğiniz yayın evi hangisi ?
eee hangisi ?
bir tane sormuş ama ben üç tana söyliycem işte :)
metis,bordosiyah ve türkiye iş bankası yayınları.
2.bu yayınevinden okuduğunuz bir kitabı kısaca yorumlayın.
metis'ten seçiyorum yüzüklerin efendisi'ni, j.r.r. tolkein'in incilden bile daha fazla okunmuş kitabını...soluksuz okuduğum ve herkesin bir elf olmak isterken bana bir rohan'lı,rohirrim,atçan yurt'un at beyi olmayı arzulatan kitap.

3.bu yayın evinden okuduğunuz bir kitaptan söz yazın.
arkadaşlarınızı arayın,lakin umut etmeyin.umut bu  topraklardan gitti.eomer
(yoksa filmin mi repliğiydi ? :) )
4.yazarın başka okuduğunuz ya da önerdiğiniz kitabı var mı ?
roverandom'u okudum bir de peri masalları'nı.
ben asıl yarım bırakmak zorunda kaldığım hurin'in çocukları kitabını ve silmarillon'u okumak istiyorum.



 5.yayınevinden kitap çıkarsaydınız ve tutmasaydı ne hissedersiniz ?
ya ne fenk şuisiz,münasebetsiz bir soru :p
insan sorusunu olumlarda sorar.ilk bu soruları kim hazırladı acaba ? soru sahibi peşime düşmesin :))
tabisi üzülürdüm.yazmak istediğim bilim kurgu bi hikayem var.metis'ten çıksın çok iserdim ama olumsuz hayal kurmam ben ;)


 6.bu yayın evinden almak istediğiniz kitap hangisi/hangileri?
metis yayınlarının çevirdiği tüm bilim-kurgu ve fantastik romanları almayı isterdim.bir de kendi kitabım yayımlanınca onu :p


şimdi de ben mimliyorum.hazır olun veeee

gece yazıları
sap ya da saman
hayat kitap'ım olmassa olmazdı.
şimdiden herkese kolay gelsin.sevgiler...



4 Mart 2016

kitap alışverişi.


hepsiburda'dan ve burdan yaptığım bir kuple kitap alışımdan :))

ben leibniz'in teodise'sinin böyle cik kadar geleceğini nereden bilebilirdim a dostlaaaaar ://
hali hazırda da cesur yeni dünyayı okumaktayım.
hitler,kavgam ve tanrı matematikçi mi? adlı kitap şeçkisi :)


descartes ağırlıklı kitap alışlarım.
ya jhon locke'yi de bunlarla birlikte gönderelerdi iyiydi.


birde 20 kitaplık caner taslaman ağırlık bir siparişim daha var.artık #hepsiburda taksit taksit burdalayacak :)
 ne zaman gelirler kine ?
neyse o listede de güzel kitaplar hepsiburda'dan elime  ulaştıkça burdan paylaşacağım :)
iyi okumalar olsun..

kırmızı saçlı kadın,orhan pamuk..


liseden sonra okumuştum orhan pamuk.kitabını yarım bırakığım ilk yazardır.ikinci nazan bekiroğlu abla :) anam daha okumam gayri :) orhan pamuk için de öyle diyordum fakat kitapağacı'nın zoru ilen okumak zorunda kaldım.:)
kitap için sarsıcı bir aşk deseler de ben sarsıcı bir aşk göremedim daha başka şeyler gördüm :) 
mesela hayatında ki olaylar yüzünden iran mitolojisinde ki rüstem'in hayatına ve yunan mitolojisinde ki oidipus'un başına gelenlere merak salan bir gencin sanki ne çağırırsan o sana gelir dercesine hayatının bu mitolojik kahramanların hayatıyla paralel hale gelmesi ve ne yaparsak yapalım kaderden kaçamayız şeklinde ki söylemi daha çok nazar-ı tikkatiimi celp etti :)
ayrıca tutkuyla bu iki mitolojik hikayenin peşine düşen roman kahramanıyla bende kendimi özdeşletirmedim değil hani.bende sırf alice harikalar diyarında tutkumdan dolayı saatlerce nette yazı araştırmamı,bu konu ile ilgili kitapların,resimlerin,vesair çalışmaların peşine düşmemi kitap kahramanına çok benzettim.
orhan pamuk ağabeyimiz bu kitabı hangi amaçla yazmış bilemem ama bana şöyle bir duygu hissettirdi:sanki kendi yunan ve iran mitolojisine hayranlığını ve bu mitolojilerde ki bazı hikayelere olan merakını bu kitap üzerinden sırf kendi merakına hizmet etmek ve kendini mutlu emek adına bu kitabı yazmış.
çünkü bende alice harikalar diyarında hakkında hazırladığım tüm postları facemdeki albümleri kendi merakıma hizmet etmek ve kendimi mutlu etmek adına hazırlıyorum.bu yönüyle de yine kendimle özdeşim kurdum.
bunun haricinde kitap bence boş.önceden okuduğum orhan pamuk kitaplarının tam aksine akıcı bir orahan oamuk dilinden başka bir şey vaad etmiyor.
okumadığınızda bir şey kaybetmeyeceğiniz ve okuduğunuz
 da da bence boyunuzun iki sanim uzamayacağı bir kitap.
ön planda olaylar devam ederken arka planda verilen değişen türkiye'nin resmi.
yani beni içine çekip diyar diyar dolaşırmadı,aşk alemlere 
falan daldırmadı ya da ben ruhsuzun tekiyim :)
ama sıkı hayranlarının okumadan bırakmaması lazım gelir zira ben hayranı olduğum yazarın tüm kitaplarının okumadan duramam.



İlk aşk deneyimi bütün bir hayatı belirler mi? 
Yoksa kaderimizi çizen yalnızca tarihin ve efsanelerin gücü müdür?


Orhan Pamuk, Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan yeni romanı Kırmızı Saçlı Kadın'da bizi otuz yıl önce İstanbul yakınlarındaki bir kasabada liseli bir gencin yaşadığı sarsıcı bir aşk hikâyesiyle, büyük bir insani suçun peşinden sürüklüyor.
(Tanıtım Bülteninden)
iyi okumlar.

bi rain..


ay sevimli eşek :)


biraz müzik,biraz bi-rain olsun dedim :)

iyi seyirleer.


ibn sina,şifa kitabı..


çok büyük bir keyifle okudum kitabı.her satırından gerçekten büyük bir keyif aldım.
öyle sağlık,tıp kitabı falan zannetmeyin bol bol afilli cinsiden  felsefe barındırıyor.
islam felsefesiyle ilgilenen herkesin okuması gerekir diye düşünüyorum.
ben büyük bir keyif alarak ve eksik bir taşı daha yerine koymanın verdiği sevinçle kitabı okudum.
işe kitabın içeriğinin vikipedi bilgisi:
Kitabü'ş-Şifa, (ö.s), 1927, ("Mantık, Matematik, Fizik ve Metafizik konularında yazılmış on bir cilt hacimli bir eserdir. Birçok kere Latinceye çevrilmiş ve ders kitabı olarak okutulmuştur."). Mantık bölümü, Giriş, Kategoriler, Yorum Üzerine, Birinci Analitikler, İkinci Analitikler, Topikler, Sofistik Deliller, Retorik ve Poetika kitaplarından oluşur. Tabiat Bilimleri bölümü, Fizik, Gökyüzü ve Âlem, Oluş ve Bozuluş, Etkiler ve Edilgiler, Mineroloji ve Meteoroloji, Psikolıji, Botanik ve Biyoloji kitaplarından oluşur. Matematik Bilimleri bölümü, Geometri, Aritmetik, Musiki ve Astronomi kitaplarından oluşur. Yirmi ikinci ve son kitap ise Metafizik'tir.



 sıra bekleyen diğer ibn sina'larım.
seviyorum ben bu adamı yeaa :)


ibn sina


vikipedi
Buhara yakınlarındaki Afşana köyünde (Özbekistan) Hicri 370 (M.S 980) yılında dünyaya gelmiş ve Hamedan şehrinde (İran) 427 Hicri (Miladi 1037) tarihinde vefat etmiştir. Tıp ve Felsefe alanına ağırlık verdiği değişik alanlarda 200 kitap yazmıştır. Batılılarca, Orta Çağ Modern Biliminin kurucusu ve hekimlerin önderi olarak bilinir ve "Büyük Üstad" ismi ile tanınır. Tıp alanında yedi asır boyunca temel kaynak eser olarak süre gelen El-Kanun fi't-Tıb (Tıbbın Kanunu) adlı kitabı ile ünlenmiş ve bu kitap Avrupa üniversitelerinde 17. asrın ortalarına kadar tıp biliminde temel eser olarak okutulmuştur.[1][2][3][4][5][6] Fars veya Türk[7][8] bilim insanıdır .
İbn-i Sina, Kuşyar isimli bir hekimin yanında tıp eğitimi aldı. Değişik konular üzerine 240'ı günümüze gelen 450 kadar makale yazdı. Elimizdeki yazıların 150 tanesi felsefe 40 tanesi de tıp üzerinedir. Eserlerinin en ünlüleri felsefe ve fen konularını içeren çok geniş bir çalışma olan Kitabü'ş-Şifa (İyileşme Kitabı) ile El-Kanun fi't-Tıb'dır (Tıbbın Kanunu). Bu iki eser ortaçağ üniversitelerinde okutulmuştur. Hatta bu eser Montpellier ve Louvain'de 1650 yılına kadar ders kitabı olmuştur.
Samanoğulları sarayı kâtiplerinden Abdullah Bin Sina'nın oğlu olan İbn-i Sina (Batı'da Avicenna adıyla tanınır), babasından, ünlü bilgin Natili'den ve İsmail Zahit'ten ders aldı. Geometri (özellikle Öklid geometrisi), mantıkfıkıhsarfnahivtıp ve doğabilim üstüne çalışmalar yaptı. Farabi'nin el-İbane's[9] aracılığıyla Aristoteles felsefesini ve metafiziğini öğrenip, hastalanan Buhara prensini iyileştirince (997) saray kütüphanesinden yararlanma olanağına kavuştu. Babası ölünce, Cür-can'da Şirazlı Ebu Muhammed'ten destek gördü (Tıp Kanunu'nu Cürcan'da yazdı). Çağında tanınan bütün Yunan filozoflarının ve Anadolu doğacılarının yapıtlarını incelemiştir.


ufuk açacak,ilme ve felsefeye kendini adamış büyük bir islam düşünürü olan ibn sina'ya sırf saygı göstermek adına okunması icap eden bir kitap.
keyifli okumalar...

Related Posts with Thumbnails