ilitam'ın ilk senesi,üniversitenin üçüncü senesi,fakültede ikinci dönem,yıl 2012,aylardan haziran-mayıs hayatımın belkide en zor yılıydı.geçirdiğim majör depreyoncuğumda dibe vurmuş bir zamandı.evde aylarca ders çalışmış ve okuduğum yazdığım her şeyi öğrendim sanmıştım,elaziz'e gidip de finallere girince aldığım notlardan sonra bir de gördüm ki hastalıktan dolayı derslerden bir halt anlamamışım.gülsem mi ağlasam mı bilemedim.:/
neyse işte o dönem felsefe tarihi dersimiz vardı anam ya resmen anamız ağladıydı felsefe tarihinden.:) en çokta mondaların leibniz'den ve kant'tan :)
finallerden önce felsefe tarihi hocamız özel ders yapmıştı.bende o gün hastalıktan resmen geberiyorum.depresyon tavan yapmış.arkadaşlarım aradı su abla yetiş hoca özel ders anlatıyor diye.bi çabuk hazırlanıp koşturdum okula,hoca tahta önünde haldır haldır mondaların leibniz anlatıyor arkaşalrala aramızda adı böyle kaldı:) ) benim ağlamaktan gözler şişmiş,surat değişmiş,hoca görmeden iliştim hemen arkadaşlarımın yanına.hoca dersi kaç saat anlatı ben mondaların leibniz'le birlikte kaç saat ağladım bilemem :) hoca coşmuş anlattıkça anlaıyor,hoca anlatıyor ben ağlıyorum,ben ağlıyorum hoca anlatıyor. :) içimden de sövüyorum.Allah belanı versin monadlar.:)
neyse ders öyle ağlaya zırlaya salya sümük bitti.dersten ne anladım derseniz;
ben kafam güzel bir şekilde zannediyorum ki çok iyi öğrendim,finallerde en azından bir 60 alırım.finallere girdik o kazıktan bozma odunumsu soruları görünce gözümden bir kaç damla yaşın süzüldüğünü itiraf etmeliyim.sınavdan çıktım hoca koridorda bekliyo;ee nasıl geçti diye sormasın mı? nasıl geçsin ya ağlamışım sınavda :) ama hoca en sevdiğimiz ilitam hocalarından tabisi hiç bişey söyleyemedim. :) neyse finaller bitti notlar açıklandı.ben kocaman bir 52 almamış mıyım.nasıl şükrettiydim anlatamam.:) neyse finaller bitti büt zamanı geldi çattı okulun yarıdan fazlası çakmış bir güzel felsefe tarihinden,ben ise dersten geçen sivrilerdenim.:) arkadaşlar büte girdi biz geçenler koridorun dışında felsefe tarihi dersimize giren iki hocamızla muhabbet ediyoruz.
dedim ki;hocam,final soruları çok zordu.ben o kadar çalıştığım halde (ki gerçekten çalışmıtşım)
52'yi zor aldım.
hoca hemen dedi,yok sen 52 almamışsın 48 almışsındır,çünkü biz 48'leri 52 yaptık.
anammm başımdan aşağı kaynar sular döküldüydü.bende zannediyorum ki bileğimin hakkıyla aldım o muhteşem 52'yi.:)
sonra hoca hemen arkasından ekledi:bize göre bu sınavdan 48 alan tüm ilitamlılar başarılıdır.çünkü siz bu dersleri hoca olmadan kendi kendinize öğrendiniz(ki o zaman fırat ilahiyat'ta canlı ders ne yazık ki yoktu) o yüzden biz 48'leri 52 yaptık.
o günden beri ne 48'i,ne 52'yi ne leibniz'i ne de monadları severim. :)
işte böyle monad'lı bir anı.:)
formasyon zamanı değerli felsefe hocamızın yakasını hiç bırakmadım :) bende ki yüzsüzlükte kimse de yokcanım.neyse hazır ilahiyat bulmuşum,hoca bulmuşum.sordukça sordum,ilahiyatta derslere girdim,ne kadar öğrenirsem kardır dedim.hep şükrediyorum iyi kide öyle yapmışım.
sonrasında alana çalışırken çok rahat ettim ve en nihayetinde NAN DA bu monodoloji'yi okuyup da anladım.:) hocanın emeği çok tabi.
ama şunuda söyelemeden edemeyeceğim,monadlar götürsün seni leibniz,monadlara gelesice herüf :P
ama bu konu anlaşılmayacak kadar zor değilmiş.okul zamanı anlamamışız işte:/
felsefe ve metafizik meraklısı herkese önereyim.
içim şişti o ayrı :)
aslında daha felsefik içerikli kitabı anlatan bir yazı yazmayı planlamıştım ama vazgeçtim.
bu güzel oldu.du bi bakayım.valla güzel olmuş :)
bu kadar monad yeter.içim dışım monad oldu.
Allah sizi monadlardan korusun.
hürmetler....