ıssız bir şato da yaşayan ve karısı deliren genç ve zengin bir adamın gerilim yüklü hikayesi...
kitaptan:
Aniden sıçradı... Aşağıda, koridorun sonunda, bir şey kımıldamıştı... Evet bundan emindi; geceliğe benzeyen beyaz bir şeyin; karanlıkta belirip kaybolduğunu gördüğüne emindi... Bütün gücüyle, soğukkanlı olmaya, kendini toparlamaya gayret etti: Yok canım!.. Gülünç birşeydi bu, insan böylesine koyu bir karanlığa bakınca gözlerinin önünden beyaz şekillerin geçtiğini görür gibi olurdu. Alt tarafı basit bir göz aldanmasıydı bu!.. İlerledi... Terliklerinin, bu derin sessizlikte, böylesine berbat bir gürültü çıkaracağını hesaba katmamıştı hiç. Her adım atışında kar üzerinde yürüyormuş gibi bir çıtırtı yayılıyordu etrafa. Durdu... Neredeydi kibritler? Mutfakta, evet mutfakta ve mutfağa gidebilmek için merdivenleri inip holü geçmesi gerekiyordu. Merdiven başına gelince tabutun hala orada, bırakıldığı yerde durduğu düşüncesine kapıldı, dehşet içinde çekine çekine eğilip baktı.
keyifli okumalar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumlarınız için teşekkür ederim :)