Gürsel aydın’ın makalelerinden oluşuna bol felsefeli bir
kitaptı.Üniversitede misafir öğrenci olarak girdiğim derslerde,özellikle
yrd.doç,Hüsamettin yıldırım hocamın din sosyolojisi dersiyle tevafuken paralel
giden bir kitaptı.diyalektik materyalizmi hiç bu kadar iyi anlama fırsatım
olmamıştı.modern insana,dine,aşk ve mutluluğa felsefi,tasavvufi,batı ve doğu
karşılaştırmalı yaklaşan bir kitaptı.yalnız kitabın son bölümündeki mutluluk
tavsiyeleri dr.hamdi kalyoncu’nun kitaplarında ki tavsiyelere benziyordu.o
kadar ağır felsefi içerikli bir kitap,kişisel gelişim tarzı mutluluk
tavsiyeleriyle bitmemeliydi bence.ama kitap çok güzeldi.merakla,şevkle
okudum.felsefe severlere tavsiye olunur.
Keyifle okunacak çok güzel bir kitap.
İyi okumalar…
Modern zamanlar, insanlığın uzun tarihsel yürüyüşü dikkate alındığında oldukça kısa bir zamana tekabül etmekle birlikte; etki alanı ve dönüştürücü vasıfları itibariyle sarsıcı sonuçlara yol açmıştır.
Aşk, bir sonsuzluğun gölgesinde soluklanmanın, huzur bulmanın, kaderi paylaşmanın adı değil artık.
Mutluluk; maddî imkânlarla çevrelenmiş, çıkar merkezli, hazcı, günübirlik beklentilerin egemen olduğu korunaklı bir fanus…
Din ritüellerin, ruhu olmayan ibadetlerin, yaşama değmeyen/dokunmayan, insanı disiplinize etmeyen ilkelerin egemen olduğu bir manevî tatmin alanı…
Modern insan “daimî bir şimdiki zaman”da yaşayan öncesiz, sonrasız epiküryen bir figüran…
Bilgi, hakikati aramanın değil, güce ulaşmanın yegâne vasıtası…
Modern dünyanın insanı getirip bıraktığı bu cendereye, önerdiği anlam haritalarına ve ürettiği yaşam modellerine yönelik birçok değerlendirme yapılmış, modernizmin tahripkâr etkilerini irdeleyen devasa bir külliyat oluşmuştur.
Modernizme yöneltilen eleştirilerde “savunmacı”, “dışlayıcı” ve “içe kapanmacı” yaklaşımların ağırlıkta olduğunu görmek mümkündür.
Yeryüzünün tamamını etkileyen bir realiteye karşı hayalî tasarımlar geliştirilmiştir.
Bireyi, aileyi, toplumu ve ilişki ağını yeniden dizayn eden modern algıya karşı, içeriklendirilmemiş ve zaman dışı tezlerle karşı çıkılmıştır.
“Doğu”yu tanıyan batılı aydınların yönettikleri soruları; Batı’yı tanımayan, Batı’nın kültürel kökenlerini ve bugününü çözümleyememiş doğulu aydınlar cevaplamıştır.
Bir olguya karşı çıkanların değil, ona alternatif üretenlerin tarihi şekillendirdiği gerçeği unutulmuştur.
****
Bu eser, Sayın Gürsel Aydın’ın yoğun okuma ve analizlerinin sonucu olarak kaleme aldığı makalelerinden oluşmaktadır.
Eserde Doğu’yu, Batı’yı, insanlığın ürettiği kültürel birikimi ayrım yapmaksızın irdeleyen, sorgulayan ve önerilerini paylaşıma açan üretken bir yazarın medrese-i yusufiyenin küçük penceresinden dış dünyaya seslendiği bir söylevini bulacaksınız.
keyifle okuduğum,içi dolu dolu bir kitaptı.
keyifli okumalarınız olsun..