#jeanbaudrillard'dan sonra şimdi de #michelfoucault, geç tanıdığım için üzüldüğüm ama bir yandan da okumanın keyfine vakıf olduğum bir kafa😁ve zamanda tanıdığım yazarlar oldukları çin değerlerini daha çok anladığım modern zamanın iki düşünürü.Keşke çok daha uzun yaşasalarmış kim bilir daha ne eserler ortaya koyarlarmış.🤔Bu yazarlar insanın yaşadığı çağa tüm uyaranlarından arınıp tüm çıplaklığıyla bakmasını ve görünenin ardındaki gerçekliği sezinlemesini sağlıyorlar.
#hapisanenindogusu:suç,ceza,hapishane,iktidar gibi kavramların Fransız tarihi
ekseninde18.y.y.'dan günümüze dek evrimleşerek
nasıl ulaştığını anlatıyor.
JermyBentham'ın,İlluminatinn "herşeyi gören gözü"misali panoptikon tarzı hapishane tasarımından,öğretmenin ceza içerikli çoçuk eğitimine, hükümdarlık döneminde ki suçluya! işkence ederek ruhunu işlediği suçtan arındırıp tanrıya temiz bir şekilde ulaştırma çabasına kadar anlatılan konularda aslında herşeyin iktidarın insanı bireyselleştirme aşaması olduğundan bahsediyor.Hapishanelerin ıslah ediciliğinin yanında suça teşvik edici hatta suçu daha rahat organize olarak işlenmeye elverişli yönünden yine iktidarın cezlandırma ve hapsetme yetkisi üzerinden ulaştığı ve alabildiğine sergilediği güç gösterisini de yine tüm kitap boyuca koruduğu ağır felsefi diliyle anlatıyor.Modern çağda sırf istediğimiz zaman dışarı çıkıyor ve mesleğimizi yaptığımız ve maaşımızı aldığımız için özgür ruhlar mı oluyoruz?🤔Yoksa herkes bulunduğu alanda etiketlenerek gözetim altında mı tutuluyor?Öğrenci okulunda,memur masasının başında,doktor hastahanede,öğretmen zaten 657😁😂(hoş yazar Fransa bağlamında konuşuyor ama olsun),ev kadınları(ki milyonlar) tv'de kadın programlarının başında...
herkesin yeri belli;ya suçlular onlarda hapishanede suçlarının cezasını çekiyorlar!
(Peki bize sunulan bu gerçekliğin arkasındaki soyutlama nedir?Onun cevabı da emin olun Baudrillard'da...)
#hapisanenindogusu:suç,ceza,hapishane,iktidar gibi kavramların Fransız tarihi
ekseninde18.y.y.'dan günümüze dek evrimleşerek
nasıl ulaştığını anlatıyor.
JermyBentham'ın,İlluminatinn "herşeyi gören gözü"misali panoptikon tarzı hapishane tasarımından,öğretmenin ceza içerikli çoçuk eğitimine, hükümdarlık döneminde ki suçluya! işkence ederek ruhunu işlediği suçtan arındırıp tanrıya temiz bir şekilde ulaştırma çabasına kadar anlatılan konularda aslında herşeyin iktidarın insanı bireyselleştirme aşaması olduğundan bahsediyor.Hapishanelerin ıslah ediciliğinin yanında suça teşvik edici hatta suçu daha rahat organize olarak işlenmeye elverişli yönünden yine iktidarın cezlandırma ve hapsetme yetkisi üzerinden ulaştığı ve alabildiğine sergilediği güç gösterisini de yine tüm kitap boyuca koruduğu ağır felsefi diliyle anlatıyor.Modern çağda sırf istediğimiz zaman dışarı çıkıyor ve mesleğimizi yaptığımız ve maaşımızı aldığımız için özgür ruhlar mı oluyoruz?🤔Yoksa herkes bulunduğu alanda etiketlenerek gözetim altında mı tutuluyor?Öğrenci okulunda,memur masasının başında,doktor hastahanede,öğretmen zaten 657😁😂(hoş yazar Fransa bağlamında konuşuyor ama olsun),ev kadınları(ki milyonlar) tv'de kadın programlarının başında...
herkesin yeri belli;ya suçlular onlarda hapishanede suçlarının cezasını çekiyorlar!
(Peki bize sunulan bu gerçekliğin arkasındaki soyutlama nedir?Onun cevabı da emin olun Baudrillard'da...)
Herkes kayıtlı ve denetim altında.Yönetilmesi,idare edilmesi ve cezalandırılması kolay mutlu kalabalıklar...! Açıkçası öyle herkesin okuyup anlayacağı ve seveceği bir kitap değil,birkaç okumanın bile yeteceğini düşünmüyorum.Döne döne alıp okunacak bir eser.Ilk okumam keyifli olsa da zorlayıcı oldu ama tekrar tekrar okurum dediklerimden.Çünkünüm ancaa vakıf olurum anlatılanlara.😁😉
arka kapak:
İktidarın gücünü gösterişten aldığı eski siyasal sistemden, mümkün olduğunca ve giderek artan bir şekilde görünmez hale geldiği modern siyaset sistemine geçiş; bir yandan, iktidarı kişileştiren hükümdarın yerine adsız kişiler tarafından kullanılan bir yönetim aygıtının yerleşmesiyle, diğer yandan da kamuya açık cezalandırmadan gizli cezalandırmaya geçişle belirlenmektedir.
Kendini öne çıkaran iktidar, bireyin oluşmasını en-gellemiştir; oysa karanlıklara çekilen modern iktidar herkesi bireyselleştirmek istemektedir; çünkü bireyselleştirmek, gözetim altında tutmak ve cezalandırmak, yani egemen olmak demektir.
Böylece modern iktidar, çocuğu okulla, hastayı hastaneyle, deliyi tımarhaneyle, askeri orduyla, suçluyu hapishaneyle kuşatarak bireyselleştirmiş, kayıt altına almış, sayısal hale getirmiş, böylece egemen olmuştur. Her kişi bir yerde kayıtlı hale gelince, herkes denetim altında olacak, gözetim altında tutulacaktır. Modern iktidar büyük gözaltıdır.
Kendini öne çıkaran iktidar, bireyin oluşmasını en-gellemiştir; oysa karanlıklara çekilen modern iktidar herkesi bireyselleştirmek istemektedir; çünkü bireyselleştirmek, gözetim altında tutmak ve cezalandırmak, yani egemen olmak demektir.
Böylece modern iktidar, çocuğu okulla, hastayı hastaneyle, deliyi tımarhaneyle, askeri orduyla, suçluyu hapishaneyle kuşatarak bireyselleştirmiş, kayıt altına almış, sayısal hale getirmiş, böylece egemen olmuştur. Her kişi bir yerde kayıtlı hale gelince, herkes denetim altında olacak, gözetim altında tutulacaktır. Modern iktidar büyük gözaltıdır.
kitapla kalın....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorumlarınız için teşekkür ederim :)