24 Ocak 2018

simülarklar ve simülasyon- Jean Baudrillard


Wake up Neo."diye başlayan sahne"Falow the white rabbit"komutuyla devam eder.Derken kapı çalınır disket😂lerini hekırdan almaya gelmişlerdir.Neo kütüphaneden #simularklarvesimilasyon kitabının Nihilizim bölümüne denk gelen kısmından sakladığı disketi alıp sahiplerine verir.Fikir tohumuda artık zihninde yeşermiştir ve beyaz tavşanı takip edecektir...Ve #Baudrillard'da filmin şifreleri çözülürken girer herkesin düşün dünyasına.Kitap #matrix filminin referans kitabıdır ve Wachovskiler tüm oyunculara çekimlerden önce bu kitabı okutur.Üçleme boyunca gerçeklik sorgulanırken,Wachovskiler katman katman kendi fikir ve ideolojilerinin tohumlarını atarlar çözümlemesi zor bir bilimkurgu filmle zihinlere.Tüm sırlar #Animatrix'te saklıı ilgililerine de duyurayım.😉
"Gerçek bir daha asla geri dönmeyecektir."
der yazar kitabında ve tüm kitabın ana fikride budur.Şeytana Satılan Ruh kitabından daha kolay okunan bir kitap olmasına rağmen çok fazla matematiksel ve endüstüriyel kelime kullanılması insanı zorlamıyor değil hani.Iletişim ve teknoloji dünyası diye böbür böbür böbürlendiğimiz bu çağda "gerçeklik"in yitip gitmesinden ve "hipergerçeklilil"in(sanal olan gerçekliğinde denilebilir)gerçekliğin yerini almasından bahseder yazar 200 küsur sayfa boyumca.Bişri Hafi'nin:Dün öldü,bugün can çekişmekte,yarın ise hiç doğmadı."sözünü hep yad ettim kitabı okurken.Zira yazar da "Gerçeklik öldü,yerine de konacak birşey yok"minvalinden konuşuyor kitabında.Vietnam savaşından,1968 mayıs olaylarına,Crash kitabından reklamcılık sektörüne adeta daldan dala şeklinde her alanda gerçekliği yitirmemizden dem vuruyor.Kitabı okurken tv fenomenlerinden,sosyal medya fenomenlerine,Hoollywood yıldızlarından,tv de izlediğimiz savaşlara kadar pek çok şeyi düşündüm.Gerçeklik gerçekten ölmeseydi 35 bin lira olduğu iddia edilen çantalar ne iş bile yaptığı belli olmayan(belki çantalar ona bile ait değil)sosyal medya figürletinin elinde olur ve insanı en azından taklidini almaya sevk eder miydi ya da bilmem kaç bin liralık elmalı telefonlar görev yağtığım okulda üstüne başına giymeye kışlık kıyafeti bile olmayan temizlik görevlilerinin marifet gibi ellerinde olur muydu?Örnekler çoğaltılır,
milypnu bulur.
Gerçeklik gerçekten ölmüş ve yerlerini semboller,imgeler ve figürler almış ve herşey insanı daha çok tüketmeye ve tükenmeye itiyor.Hayallerin yerini bile daha marka eşyalar,daha iyi evler,daha güzel eşler vs almış.Hepsi de bir düşündüğünde gerçek gerçek olmayan imgeler...İnsanoğlu daha fazla tükettikçe mutlu olacağı doğrultusunda koşullanıyor her türlü uyaran tarafından buda daha fazla sembol daha fazla imge demek.Sonuç:Herkesin hayallerini kuran,herkesin yediğini yiyen,herkesin içtiğini içen,herkesin giydiğini giyen,herkesin tükettiğini tüketen,herkesin düşündüğünü düşünen tektip/herkesleşmiş insan.Faucault buna "dinamik normalleşme"diyor ve demokratik olmadığını düşünüyor.Murakami ise "Herkesin okuduğunu okursan herkesin düşğndüğünü düşünürsün diyor."
Peki yapılması gereken ne?Sistemin çarkları arasından ezilmeden,öğütülüp posamız atılmadan kurtulmak...Peki nasıl?O kısmı içğn de siz kafa patlatın.

arka kapak:

Disneyland bütün simülakr düzenlerinin iç içe geçmiş olduğu kusursuz bir modeldir. Disneyland her şeyden önce: Korsanlar, Geleceğin Dünyası, vb şeylerden oluşan bir illüzyon ve fantazm oyunudur. Bu düşsel evren kendine düşen görevi başarıyla yerine getirmektedir. Aslında kalabalıkları buraya çeken şey çelişkileri ve güzellikleriyle gerçek Amerika'nın minyatürleştirilmiş toplumsal bir mikrokosmosuna benziyor olması ve alınan kolektif (dinî denilebilecek türden) keyiftir. Aracınızı otoparka bıraktıktan sonra içerde kuyruğa giriyor ve sonunda dışarıya yapayalnız ve kendi hâlinize terk edilmiş bir şekilde çıkıyorsunuz. Bu düşsel evrendeki tek olağanüstü şey içerdeki kalabalıktan yayılan sıcaklık ve sevecenliğin yanı sıra insana pek çok değişik duygu yaşatan bol miktardaki oyun ve oyuncağın varlığıdır. Bir konsantrasyon kampına benzeyen otoparka içerdeki kalabalık arasında tam bir tezatlık vardır. Bir başka deyişle içerdeki binbir çeşit oyuncak insanları bir nehir misali oradan oraya sürüklerken, dışarı çıkan insan yalnızlığa (oyuncağına) arabasına doğru ilerlemek zorunda kalmaktadır...
...
Disneyland'daki düşsellik ne gerçektir ne de sahte. Burası gerçeğe özgü bir düşselliği, gerçeğe simetrik bir şekilde yeniden dönüştürebilmek amacıyla tasarlanmış bir caydırma (ikna) makinesidir. Bu çocuksu düşselliğe özgü sefalet ve yozlaşmışlığın nedeni de zaten budur. Bu evrene çocuksu bir görünüm verilmek istenmesinin nedeni, yetişkinlere özgü "gerçek" ve başka bir evren bulunduğu düşüncesini onaylatma arzusudur. Disneyland bir çocuksuluğun gerçek anlamda her yere hâkim olduğunu gizleyebilmek için yetişkinlerin de buraya gelerek çocuklaşmalarına olanak tanımak ve gerçekte çocuk olmadıklarına inandırma amacıyla kurulmuş bir evrendir.

Jean Baudrillard



Jean Baudrillard (Jan Bodriyar) (d. 27 Temmuz 1929, Reims - ö. 6 Mart 2007), Paris , ünlü Fransız düşünür/sosyolog. Medya Teorisi, Postyapısalcı felsefe ve postmodernizm üzerine olan çalışmalarıyla ünlenmiştir.

Fransa'da bir devlet memurunun çocuğu olarak doğdu. Sorbonne Üniversitesi'nde Almanca okudu, ailesinde üniversiteye gitmiş olan ilk kişiydi.

Mezun olduktan sonra bir süre eğitim kurumlarında Almanca öğretmiştir. 1950-1960lardaki bu dönemde, Cezayir sorunu yaşamını ve düşüncesini fazlasıyla etkilemiştir. Almanca öğrettiği bu dönemde doktora tezine de (sosyoloji üzerine) devam etti. 1966'da doktora tezini bitirdi, tezinin başlığı "Thèse de troisième cycle: Le Système des objets" idi.

1966 yılının Eylül ayında Université de Paris-X Nanterre'de (Nanterre Üniversitesi - Paris-X) asistan oldu. 1968'deki öğrenci eylemlerinin etkisinde kaldı, Yapısal Marksizm ve medya teorileri ile ilgilendi. 1972'de aynı üniversitede, profesör olarak, sosyoloji öğretmeye başladı. 1987'dan 1990'a kadar Université de Paris-IX Dauphine'de (Dauphine Üniversitesi - Paris-X) görev aldı. "Eski Yugoslavya'daki Müslümanların maruz kaldığı soykırım, Yeni Avrupa Düzeni'nin evrim sürecinde bir aşamadır. 'Etnik temizliğin' infazcısı olan Sırplar, yeni biçimlenen bir Avrupa'nın öncülüğünü yapıyorlar." (Lettre dergisi, Kış 2005)

(Wikipedia'dan alınmıştır.) 


gerçekler kalın.......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorumlarınız için teşekkür ederim :)

Related Posts with Thumbnails