Aydın yazarların insanların geleceği hakkında ciddi endişeleri var ve bu kaygıları distopik ya da bilim kurgu eserleriyle çarpıcı bir şekilde dile getiryorlar.Aldus Huxley insanların kavanozlarda üretildiği bir dünya tasarkarken,insanlığın başına gelenleri umursamadığı bir insalık endişesi içindeydi;George Orwell,insanların düşünemediği,okuyamadığı bir gelecekten endişeliydi;H.G.Wells'te insan neslinin nihayete erdiği bir gelecek endişesiyle kaleme almış hep kitaplarını.Bence en isabetli tavır Huxley'e ait.Yaşadığımız dünyada da duyarsızlaşmış umursamaz bir insan nesli yok mu?Canlı yayınlarda savaş izleyen,birbirinden boş programlara ağzını açıp bakarken kameralar arkasında dünya yönetilirken ölen insanlardan haberi olmayan bir tv gürühu,sosyal medya müptelaları ki uyuşturucu ya da alkolün bile tedavisi var bunun yok,okuduğunu anlamayarak yetişen bir nesil,geçim derdine düşürülürken dünyanın geleceğini benden sonra tufan mantığıyla umursamaz hale getirilen insanlar....Huxley daha isabetli bir çıkarım yapamazdı sanırım....
#zamanmakinesi keyifle okuduğum bir bilim lurguydu,malum yazar bilim kurgunun babası kabul ediliyor.Pek çok uyarlama filmini izlemiş ama kitabı okumamıştım.Uyarlamalar kitaba yakın olsa da yazarın vermek istediği mesajdan uzak olmuşlar onu şimdi anlıyorum.Her ne kadar umutsuz olsamda hergün iyiki iyi insanlar var,dünya onların hürmetine dönüyor diye de düşünmüyorum değil.Ilber Ortaylı hoca gibi de öğrencilerime okula devam edemeyecek olsanız bile okumaya devam edin,işinize yarayacak,
ufkunuzu açacak,zincirlerinizden boşanacak ve çizginin dışına,sürü psikolojisinin ötesine geçmenizi ancak okumak sağlayacak diyerek okuma sevgisi aşılamaya çalışıyorum.Anneler gününde dileğim annelerin bugünden itibaren daha vicdanlı,hatalarını görmeyi becerebilen,özür dilemenin de teşekkür etmenin de erdem olduğunu bilen,daha aydın,merhametli çocuklar yetiştirmesi.Yoksa her yıl anneler gününde annelere Arzum küçük ev aleti hediye edilip (reklamların bilinç altı dayatmaları) çocukları için mutfağa,eşleri için yatak odalarına hapsedilen anneler nasıl geleceğe yön verecek evlatlar yetiştirsin.
arka kapak:
Wells'in ilk olarak okul gazetesinde yayınladığı bir öyküden hareketle kaleme aldığı kısa romanı Zaman Makinesi, 1895'ten beri bilimkurgunun önde gelen eserlerinden biri oldu. Hem geleceği hayal etmek hem de biliminsanının karakterini göstermek adına derin saptamalarda bulunan, politik göndermelerle yüklü bu distopya, hâlâ gerçekleştiremediğimiz bir fantezinin peşinden yıllardır sürüklüyor bizi. Volkan Gürses'in Türkçeye çevirdiği Zaman Makinesi'nin bu yeni baskısı, roman tarihi ve H.G. Wells üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan akademisyen Patrick Parrinder'ın önemli makalelerinden biriyle zenginleşiyor. Elif Ersavcı'nın Türkçeye kazandırdığı bu makalede Parrinder, Wells'in Zaman Makinesi'ni yazarken, "yaratıcılık düzeyinde de olsa, kendi ölümünün ötesine geçmeyi" öğrendiğini iddia ediyor. Zamana karşı bir makinenin, ölümlülüğe karşı bir yaşamın hikâyesi bu. Wells'in en büyük üç romanından biri olan Zaman Makinesi'ni okurken, hepimiz bir Zaman Yolcusu'yuz!
kitapla kalın...
Ay bende hafta sonu aldım zaman makinasını merak içindeyim en kısa zamanda okuyacağım
YanıtlaSilGüzel bir kitaptı.
Sil