Seminer haftamızı tamamladık.İlk defa bir seminer haftasında tüm yılımız belirsizlik içindeydi.Okullar açılacak mı,açılırsa eğitim nasıl olacak,açılmazsa ne olacak,hatta ve hatta maaşlarımızın bile tehlikeye girdiği dönemlerden geçiyoruz. Okullarımız pandemi dönemi için yeterli değil,halk bilinçli değil,psikolojik olarak kimse hazır değil...devam eder gider.Düğünlerin gırla gittiği,hastalığın alıp başına gitmediği bir dönem,bayramdı,tatil sonradıydı,eylül ikinci dalgaydı derken zaman hızla geçiyor. Geçem dönemden beri talihsiz bir öğrenci kitlesi var. Benim çocuğumda dahil ne olacak bu ilk ve orta ve lise öğretimin hali diye veli ve öğretmen olarak düşünüp duruyorum. Okulda bir kişinin hastalanması demek,bir sınıf demek,bir sınıf tüm okul demek,tüm okul tüm çevre demek...Uzaktan eğitim içinde veli ve öğrenciler maddi,teknolojik ve enformasyon açısından yetersiz.Büyük bir öğrenci kitlesi eğitimin dışında kalıyor. Ya Hu ne kem günlerden geçiyoruz. Dert çok ama çözüm yok. Tez aşı buluna diye dua etmekten başka çaremiz yok. Bir de evlenmeyin yav,halay çekneyin. Maskenizle nikah yapıp bu işi ucuz yollu ve hastalığı bulaştırmadan yapsanız olmaz mı? Ya da güney sahillerinde bir yaz yüzmeyivereydiniz. Halkın bu vurdumduymazlığı yüzünden kabak öğretmenlerin başına patlsmış çalışmadan maaş alan gereksiz bir sülük konumuna düşürülmüş durumdayız. Doğrusu
çok gönül koyuyorum bu duruma.
Anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki blog yetmez,657 izin vermez :)
Maskesiz dışarı çıkmayın,yanınızda sürekli kolonya ve dezenfektan bulundurun,sosyal mesafeyi koruyun,düğünlere gitmeyin, kalabalıklara karışmayın..
ki okullar açılsın,biz özlediğimiz işimizin başına dönelim ve öğrencilerimize kavuşalım ve çok daha önemlisi BİR NESİL ZİYAN OLMASIN! tüm öğrencilerin bu halk üzerinde kul hakkı kaldı bu da lütfen unutulmasın
Bilinçli veliye,bilinçli halka,bilinçli vatandaşa,bilinçli blogger dostlarıma selam olsun...