31 Mayıs 2018

Mayıs ayı bilançosu...


Yecüc'ümün #mayisayiokuduklarim'ı.😁
📚Tanrının Tarihi,Karen Armstrong
📚S*tir Et Demenin Yolları,John C.Parkin
📚Halil Cibran,Bir Gözyaşı Bir Tebessüm
📚Siyaset Felsefesine Giriş,Neşet Toku
📚Fususul Hikem,İbn Arabi
📚Hristiyan Fundamentalizmş,Şule Akbulut Albayrak
📚Tabiat ile Hakikati Arama,Descartes
📚Yüzüncü Ad,Amin Maalouf
📚Beynin Sırları,Pelin Çift
📚Pratik Usun Eleştirisi,İmmanuel Kant
📚Marina,Carlos Ruiz Zafon
📚Zaman Makinesi,H.G.Wells
📚İlk Aşk,İvan Turganyev
📚Güö,Naomi Alderman
📚Damızlık Kızın Öyküsü,Margeret Atwood

28 Mayıs 2018

s*tir et,john c.. parkin...


Aslında kişisel gelişim okumayı hiç sevmiyorum zira liseden sonra bol bol okumuş ve kendime gına getirtmiştim.😁Ama ismi ilgimi çektiği için almıştım bu kitabı ama umduğumu vermedi.Görsellerde de göreceğiniz gibi esprili birer resmin yanında birkaç lakırtı ediliyor ve çoğu saçma ve uygulanır cinsten değil.Onların görselini almadım bile zaten.Ama kitap bitince amaaan s*tir et dedim.🙊🙊😁😂Yinede kitap işe yaramış demek ki.😂 



bu kadar yeter 
s*tir ed,n :p 

tanrı'nın tarihi,karen armstrong...


Mayıs ayında okuduğum en güzel kitaptı.Bir Homodeus,bir Tüfek,Mikrop ve Çelik,bir Sapiens tadındaydı.Ilahiyatçılar için harika bir alan kitabı olacak türünden ve ayrıca dinler tarihine merakı olanlara hitap ediyor.Tanrı inancını İsrailoğullarının atalarından alıp sırayla Htistiyanlar,Müslümanlar,paganlar,Aydınlanma dönemi,sufilerin tanrısı,mistiklerin tanrısı,filozofların tanrısı diyerekten karşılaştırmalı olarak günümüze kadar ulaştırıyor.Harkulade ve emek isteyen bir araştırma kitabı ve alabildiğince de objektif hazırlanmış.Yer yer Batıya oldukça sert eleştirileri var,özellikle İslam dğnyasına olan bakış açısı olarak ama eleştirilecek bir şey varsa batı doğu dememiş,kalemini korkak alıştırmamış yazar.Ben kitaba bayıldım ve çok keyif alarak okudum.Uzun soluklu bir yolculuktu üç hafta sürdü.Her satırı bilgi yüklü olan ve okurken çok keyif veren bu kitabı gem ilahiyatçılara hem de dinler tarihi meraklılarına nacizane tavsiye ederim.😶


arka kapak:

Semavi Dinlerin 4000 Yıllık Tarihi
Tek bir Tanrı’nın varlığı inancı –Allah, Tanrı, Yahveh– 4000 yıldır sürüyor. Tanrı’nın tarihsel öyküsü, aynı zamanda insanoğlunun mücadele öyküsüne denk düşüyor. Musevilik, Hristiyanlık ve İslamiyet, Tanrı’nın iyi olduğunu iddia ederken, organize din şiddete ve kökü kazınamaz bir önyargıya sık sık katalizör oluyor. Bu müthiş, geniş çaplı ve orijinal inanç serüveninde, Karen Armstrong, toplumların tek Tanrı inancına olan mutlak sadakatini ve bunun yarattığı pek çok çelişkili görüşü inceliyor. Karşılaştırmalı, sıra dışı bir ibadet ve savaş öyküsü olan Tanrı’nın Tarihi bizi hayatımızın en temel gerçeğiyle yüzleştiriyor.Klasik felsefeden Orta Çağ Mistisizmi’ne, Reformasyon’dan Aydınlanma’ya ve modern çağın kuşkuculuğuna, Karen Armstrong’un tek tanrılı dinlerin entelektüel tarihini tek bir ciltte toplamış olması bir mucize gibidir.

 “Binlerce meraklı okuru tatmin edip bilgilendirecek müthiş ve takdire şayan bir eser.”
-The Washington Post Book World-

“Üç büyük dinin karşılaştırmalı tarihini araştırmacı bir şekilde inceleyen bu kitap, dinî düşüncelerin kök saldığı, büyüdüğü ve yeşerdiği sosyopolitik zeminleri korkusuzca aydınlatıyor.”
-Publishers Weekly-

“Nüktedan, bilgilendirici ve düşündürücü: Armstrong karmaşık düşünceleri sadeleştiriyor ama basitleştirmiyor.”
-New York Times Book Review-

“Yalnızca her şeyi bildiğini sananlar Armstrong’un Tanrı arayışından etkilenmeyecektir.”
-Economist-

 “Armstrong, üç büyük dinin değişken Tanrı algısının çok iyi yazılmış bir genel değerlendirmesini sunuyor. Ayrıca epey din tarihi bilgisi de vererek, bu dinlerle ilişkili çeşitli filozoflardan, mutasavvıflardan ve reformculardan bahsediyor.”
-Library Journal-

“Armstrong saygılı bir merak duygusu ve cömert bir ruhla bu eseri kaleme almış. Konu hakkında bilgi sahibi olanların hafızasını tazeliyor ve acemilere yol gösteriyor.”
-Daily Telegraph-

“Armstrong üç tek tanrılı dini tartışırken, aynı zamanda tasavvufa ve din felsefesine de değiniyor. Okunmaya değer ve provokatif olan bu kitap, dinî araştırmalara büyük bir katkıda bulunmakta.”
-Booklist-

“Armstrong, sıra dışı bir araştırmayla, Museviliğin, Hristiyanlığın ve İslamiyet’in, günümüz anlayışına varana kadar gelişimini inceliyor.”
-Kirkus Reviews-

“Armstrong her bir dinin birbirini nasıl etkilediğini ve her birinin nasıl felsefi, politik ve bilimsel gelişmelerden etkilendiğini anlatıyor. Armstrong’un tutkulu, neredeyse heyecan dolu üslubu, hem konunun önemine değiniyor hem de dengeli ve adil.”
-AudioFile-

 “Son derece akıcı bir kitap… Bu soru çok önemli: Tanrı’nın bir geleceği var mı?”

kitapla kalın....

fususul hikem,ibni arabi...


#fususulhikem'i okumaktan çok korkuyordum ama sade ve anlaşılır çeviri diliyle kim okursa okusun rahat anlaşılır bir kitap olmuş.25 peygamberin isim ve isimlerinin içinde geçen sıfat ve anlamları n sırlarını anlatan bir şekilde yazmış #ibniarabikitabını.Anlatılması zor bir kitap,insan ne dese bilemiyor.Bu kitapla İbn-i Arabi İslam düşüncesinde hem yeni bir entelektüel tarz geliştirirken hem de pek çok eleştiri okunun kendisine çevrilmesine sebep olmuş.Klasik bir tasavvufi eser olmamasına rağmen Arabi'nin tarzıyla ufrevi bir yönü olsada okurken onaylamakta zorlanıyorsunuz çok şeyi.Kısacası anlatılmaz yaşanır bir kitap.😶


arka kapak:

 İslam irfan tarihinin en mühim şahsiyetlerinden birisi olan Şeyhü’l-Ekber Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin, en çok tartışılan eseri Füsusu’l-Hikem (Hikmetlerin Özü)’dir.
Peygamberimiz’den aldığı talimat üzerine, “ne bir harf noksan ne de bir harf fazla” olmamak üzere nakledilen bu hikmetlerin her biri, bir Peygamber’in hakikatinden süzülüp gelmiştir.
Eserleri ile İslam irfanının zenginliğini ve enginliğini ortaya koymuş olan bu büyük bilgenin, mühim eseri Füsusu’l-Hikem’in yeni bir tercümesini sizlerle paylaşıyoruz.
Füsus’un Türkçe okuyup yazanlar açısından sarih, temiz ve duru bir tercümesi olma niyazıyla sunduğumuz bu kitabın Şeyhü’l-Ekber’in irfan dünyasındaki derinliğini aksettirmesi dileğimizdir.
kitapla kalın...

23 Mayıs 2018

john wick 3...


zaman çok cahildi...geçmek nedir bilmiyordu....

chad satalecki'nin başına saksı düşmesini istiyorum.
hell berry mi??
tilda swinton'a ne oldu??? o_O

bu bir yıl nasıl geçeçek ki acaba ?


damızlık kızın öyküsü,margaret atwood...


#damizlikkizinoykusuinsanın asabını bozan ve Güç romanı gibi insanın başını iki elinin arasına alıp düşünmeye sevk eden bir kitap.Neredeyse ilk insan topluluklarından itibaren hep ikinci sınıf insan muamelesi görmüş,insan olmaktan çok günaha meylettirici şeytani bir varlık olarak değerlendirilmiş ve hep ataerkil,erkekegemen bakış açısıyla bastırılmaya çalışılmış kadın'nın öyküsü...Kitapta çok şey sorgulanıyor:kadının toplumdaki yeri,erkekegemen bakış açısıyla kadının değeri,aşk ve cinsellik...Özellikle cinsellik sorgulaması çarpıcıydı.Insanoğlunun ana rahmine düşüşyle sahip olduğu cinsellik dürtsünü aslında sadece hayvani bir duygu olarak değerlendirmemiş yazar;içinde aşk,bağlılık,sevgi ve romantizm olmayınca tatmin edilmeye bile belli bir süre sonra değmez bir hal alabilecek bir duygu olarak değerlendirmiş.Hangi tarihi dilim yaşanırsa yaşansın her daim ötelenenin kadın olduğunu insanı tokatlar şekilde hikayeleştirmiş.#distopya'nın hakkını veren bir romandı.Kitap beni çıldırttı film ve dizisini düşünemiyorum.🤤


arka kapak:

“Biz iki bacaklı rahimleriz, hepsi bu.”



Kadın, “bunaltıcı düşlerden uyandığı” bir sabah, hiçliğe dönüşmüş olarak buldu kendini. Artık bir adı yoktu, düşüncesi, benliği, arzusu yoktu ama bir rahmi vardı. Yaşamını kolonilere sürülmeden, öldürülmeden, Damızlık Kız olarak sürdürmesini sağlayan rahmi. Artık âşık olmayacaktı, sevmeyecekti, onaylanmış bir dilin ötesine geçmeyecekti. Duvarlara asılmış sıra sıra cesetler, tek gerçeğin savaş ve üreme olduğunu hatırlatıyordu. Özgürlük hatırlanmayacak kadar uzaktaydı…



Margaret Atwood’un başyapıt niteliğindeki feminist distopyası Damızlık Kızın Öyküsü, bütün distopyalar gibi geleceğe dair bir paranoyayı değil, içinde yaşadığımız gerçeğin ta kendisini dile getiriyor. Erkek egemen muhafazakâr bir rejimin üremeyle sınırlandırdığı, mahrem örtülerin  ardına gizlediği kadın bedenleriyle bize aşina gelen bir gerçeğin.


kitapla kalın...

tabiat ışığı ile hakikati arama.descartes...


Sevgili Dekar abimi tekrar tekrar okurum hiç sıkılmam.😀 #tabiatisigiilehakikatiarama klasik felsefi metinler gibi diyalog şeklinde hazırlanmış.#descartes'in amacı din ve felsefenin önderliği olmadan doğru düşünmeyle gerçeklere ulaşabilmek.Her zamanki gibi akıcı,açık ve yalın,anlaşılır bir dili var filozofun buda okumayı kolaylaştırıp daha zevkli hale getiriyor.İkinci okumamda çok daha sevdiğim ve anladığım bir kitap oldu.

Descartes, ölümünden sonra yayımlanan, aklın ve yetilerinin kullanılması yoluyla hakikate nasıl ulaşılacağı üzerine bir deneme olarak kaleme aldığı eseri Tabiat Işığı ile Hakikati Arama ile öncelikle "tabiat ışığı" belirlemesini tanımlıyor ve Türkçede "Düşünüyorum o halde varım" olarak ünlenen Cogito ergo sum aforizmasının hiçbir kuşku götürmeyeceği üzerine oluşturduğu felsefesinin temelini anlatıyor.

Eudoxe, Poliandre ve Epistémon adlarını verdiği hayali üç kişinin konuşması aracılığıyla kendi felsefi ve düşünsel dünyasını mükemmel bir biçimde ifade eden Descartes, şu yaklaşımın kanıtlanmasını amaçlıyor:

"Tabiatın saf ışığı, sıradan bir insanın dine ve felsefeye ihtiyaç duymadan her şey hakkındaki düşüncesini, görüşünü belirler ve en gizemli bilimlerin derinliklerine bile ulaşır."

felsefeyle kalın...

ilk aşk,turganyev...



İlk kez #turgenyevokuyorum keyifli bir klasikti.Dönem Rusya'sını,sosyal yapısını ve kişisel ilişkilerini yalın ve akıcı bir şekilde sergiliyordu.Birkaç erkek bir araya gelir ve ilk aşklarını anlatırlar ve biz de romanın baş karakteriyle on altı yaşında bir delikanlının ilk aşk heyecanını,tüm duygularını yalın bir tasvirle okuruz.En başundan insanı içine çeken ve çarçabucak okunan bir kitap.Zaman zaman Genç Werther'in Acıları'nı hatırlatır gibi olsa da çok karanlık bir ruh portresi çizmiyor kitap.Ayrıca yazarın kadına bakış açısını da görebiliyoruz herkesin aşık olduğu yirmi bir yaşındaki hafifmeşrep kadın karakterde.Herles ona aşıkken o güçlü,tutarlı ve kadına boyun eğmeden kendi sözünü geçirebilecek bir erkek istemektedir ki romandaki tüm erkekler ona aşık ve emrine amadedir...
Kızlar kötü oğlanlara aşık olur kendini anlayanlarla arkadaş olur sözü doğru mu acep🤔

kitapla kalın..

17 Mayıs 2018

güç,naomi alderman...


Güç,Obama'nın geçen yıl en beğendiği kitaplar arasındaymış ve ayrıca dizisi de varmış.Ben hiç bilmiyordum dizisini🤔
Kitap güç'ün farklı bir tarafta kullanıldığı bir distopya.Günün birinde uyansanız ve bütün kadınlarda insanları ki özellikle erkeklere yönelen bir öldürme gücü peydah olsa dünya nasıl bir yere dönüşürdü ? Güç'ün kadınların eline geçmesiyle erkek egemen dğnyanın tepe taklak olduğunu görürüz kitapta ama yazar oldukça objektif davranmış.Öyle bu güne kadar erkekler kötülük yaptı oh şimdi sıra kadınlarda efektti oluşmuyor.Olabildiğince insani düşüncelerle güç ve şiddetin umarsızca tek yönlü kullanılmasını esef ederek okuyorsunuz.Kadın ya da erkek olmanın insan olmanın karşısında hiç değerinin kalmadığına şahitlik ediyorsunuz..Enteresan ve hoş bir distopyaydı ama öldüm,bittim,bayıldım gibi bir duygu hissetmedim.


arka kapak:

“Heyecanlandırıcı! Şok edici! Sizi kendisine hayran bırakacak! Okuduktan sonra her şeyi yeni baştan düşüneceksiniz.”
-Margaret Atwood-
Yarın veya sonraki gün, tüm dünyadaki kadınlar “GÜÇ” sahibi olduklarını ve parmaklarının bir hareketiyle ölümle bile sonuçlanabilecek korkunç bir acı verebileceklerini keşfederler. Ansızın gezegendeki tüm erkekler, kontrolü kaybettiklerini anlarlar. Bir hareketle Naomi Alderman’ın olağanüstü romanının merkezindeki dört karakter tamamen değişir ve yepyeni bir dünya karşımıza çıkar.
"Ya GÜÇ kadınların elinde olsaydı?"

Alderman yeni bir “Damızlık Kızın Öyküsü” yazmış ve Margaret Atwood’un bu klasik romanı gibi, “Güç” de okuyanı korkuturken aydınlatan, öfkelendirirken yüreklendiren distopik romanlardan biri olmuş. Ursula Le Guin geleneğine de selam veren bu kitabın enerjisini hissedecek okurlar çok şanslı!

-The Washington Post-

kitapla kalın...

zaman makinesi,h.g.wells...


  • Aydın yazarların insanların geleceği hakkında ciddi endişeleri var ve bu kaygıları distopik ya da bilim kurgu eserleriyle çarpıcı bir şekilde dile getiryorlar.Aldus Huxley insanların kavanozlarda üretildiği bir dünya tasarkarken,insanlığın başına gelenleri umursamadığı bir insalık endişesi içindeydi;George Orwell,insanların düşünemediği,okuyamadığı bir gelecekten endişeliydi;H.G.Wells'te insan neslinin nihayete erdiği bir gelecek endişesiyle kaleme almış hep kitaplarını.Bence en isabetli tavır Huxley'e ait.Yaşadığımız dünyada da duyarsızlaşmış umursamaz bir insan nesli yok mu?Canlı yayınlarda savaş izleyen,birbirinden boş programlara ağzını açıp bakarken kameralar arkasında dünya yönetilirken ölen insanlardan haberi olmayan bir tv gürühu,sosyal medya müptelaları ki uyuşturucu ya da alkolün bile tedavisi var bunun yok,okuduğunu anlamayarak yetişen bir nesil,geçim derdine düşürülürken dünyanın geleceğini benden sonra tufan mantığıyla umursamaz hale getirilen insanlar....Huxley daha isabetli bir çıkarım yapamazdı sanırım....
    #zamanmakinesi keyifle okuduğum bir bilim lurguydu,malum yazar bilim kurgunun babası kabul ediliyor.Pek çok uyarlama filmini izlemiş ama kitabı okumamıştım.Uyarlamalar kitaba yakın olsa da yazarın vermek istediği mesajdan uzak olmuşlar onu şimdi anlıyorum.Her ne kadar umutsuz olsamda hergün iyiki iyi insanlar var,dünya onların hürmetine dönüyor diye de düşünmüyorum değil.Ilber Ortaylı hoca gibi de öğrencilerime okula devam edemeyecek olsanız bile okumaya devam edin,işinize yarayacak,
    ufkunuzu açacak,zincirlerinizden boşanacak ve çizginin dışına,sürü psikolojisinin ötesine geçmenizi ancak okumak sağlayacak diyerek okuma sevgisi aşılamaya çalışıyorum.Anneler gününde dileğim annelerin bugünden itibaren daha vicdanlı,hatalarını görmeyi becerebilen,özür dilemenin de teşekkür etmenin de erdem olduğunu bilen,daha aydın,merhametli çocuklar yetiştirmesi.Yoksa her yıl anneler gününde annelere Arzum küçük ev aleti hediye edilip (reklamların bilinç altı dayatmaları) çocukları için mutfağa,eşleri için yatak odalarına hapsedilen anneler nasıl geleceğe yön verecek evlatlar yetiştirsin.
arka kapak:

Wells'in ilk olarak okul gazetesinde yayınladığı bir öyküden hareketle kaleme aldığı kısa romanı Zaman Makinesi, 1895'ten beri bilimkurgunun önde gelen eserlerinden biri oldu. Hem geleceği hayal etmek hem de biliminsanının karakterini göstermek adına derin saptamalarda bulunan, politik göndermelerle yüklü bu distopya, hâlâ gerçekleştiremediğimiz bir fantezinin peşinden yıllardır sürüklüyor bizi. Volkan Gürses'in Türkçeye çevirdiği Zaman Makinesi'nin bu yeni baskısı, roman tarihi ve H.G. Wells üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan akademisyen Patrick Parrinder'ın önemli makalelerinden biriyle zenginleşiyor. Elif Ersavcı'nın Türkçeye kazandırdığı bu makalede Parrinder, Wells'in Zaman Makinesi'ni yazarken, "yaratıcılık düzeyinde de olsa, kendi ölümünün ötesine geçmeyi" öğrendiğini iddia ediyor. Zamana karşı bir makinenin, ölümlülüğe karşı bir yaşamın hikâyesi bu. Wells'in en büyük üç romanından biri olan Zaman Makinesi'ni okurken, hepimiz bir Zaman Yolcusu'yuz!

kitapla kalın...

pratik usun eleştirisi,immanuel kant...



#kant'ı bilenler bilir efendim öyle her babayiğidin okuyup anlayabileceği filozoflardan değildir kendisi.😁Ben okuma şerefine nail olanlardanım ama tam manasıyla anlayabilme şerefine nail olanlardan değilim.😁O yüzden bu kitap birkaç kere daha okunacaklar arasında.😉 #pratikusunelestirisi aklın düşünme kurallarından tutunda #immanuelkant'ın ahlak öğretisine kadar uzanıyor.Aklın kurallarıyla ahlak yasasına nasıl ulaşılır,Tanrı'ya nasıl varılır....Bunlar benim anladığım bölümler.Ağır bir felsefe kitabından daha çok ağır bir mantık kitabı okumuşum gibi hissettim.

arka kapak:

.. Çevirisini sunduğumuz bu yapıt, Kant'ın insan usuna özgü başarı olanaklarını besleyen kaynağın yine insanda bulunduğunu kanıtlamaktadır. Kant'ı anlamanın en kestirme yolu, yapıtlarını okumak, başkalarının yorumlarına bağlanmamak; gerektiğinde bile yardım isteme ölçüsünü kaçırmadan, Kant'ı Kant'tan sormaktır.

felsefeyle kalın...

10 Mayıs 2018

kalinka


şunu da bi dinleyin kardişim :)))
mehter takımı ile birlikte :)
kaka kakali kamaya :))

bide bu var bunu da dinleyin çok eğlenceli
googula googulaa :)))



beynin sırları,pelin çiftçi-sinan canan...


Bu kitaba tek kelimeyle bayıldımmmm.Pelin Çift'in Prof.Dr.Sinan Canan'la beyin üzerine yapılmış dört başı mamur bir söyleşi.O kadar çok şey öğrendim ki.Hem bir anne hem bir eğitmen olarak insan değerlendirme,çocuk yetiştirme ve öğretmenlik açısından çok faydası dokunacak bir kitap.Dahi beyninin diğer insanlardan farkı nedir,daha zeki olmak için ne yapılmalı,kadın ve erkek beyni arasında ki fark,sağlıklı bir beyne sahip olmak için ne yapılmalı,neden aşık oluruz,neden öpüşürüz....gibi daga pek çok konu konululuyor.Kesinlikle tavsiye ederim... 


arka kapak:

Beyin insana dair hangi sırları barındırır?

Bilinçaltımız bizi nasıl etkiliyor?

Beyin kapasitemizin ne kadarını kullanıyoruz?

Her yaşta daha zeki olmak için ne yapmalıyız?

Her insanın beyni parmak izi gibi eşsiz mi?

Kişiliğimizi beynimiz mi belirler?

İnsanoğlu neden şiddete meyilli? Linç nasıl bir ruh hali yaratıyor?

Psikopatlar nasıl bir beyin yapısına sahip? Beyinle suça eğilim arasında bir bağlantı var mı?

Beyin büyük acılarla nasıl baş eder?

Kadın ve erkek beyni neden farklı? Âşık beyinde neler oluyor?

Yalan söylerken kendimizi nasıl eleveririz? Gözler hangi sırları açık eder?

Neden uyuyoruz? Rüya görüyoruz?

Zihnimizin gizli güçleri var mı?

Düşünce gücünü kullanmak mümkün mü?

İnançla beyin arasında nasıl bir ilişki var?

Bağımlılıktan kurtulmak neden bu kadar zor?

Beynimiz nasıl karar alıyor?

Sağlıklı bir beyin için nasıl beslenmeliyiz?

Yaşlanan beyinde neler değişir? Beynimizi sürekli genç tutabilir miyiz?

kitapla kalın..

yüzüncü ad,amin maalouf...


#aminmaalouf hep bunu yapıyor,alengirli bir tema bulup okurun nazar-ı dikkatini celp ediyor sonrası sıkıcı bir sürü lakırtı.🙄#yuzuncuad'da öyle. 
Yüzüncü Ad tanrının yüzüncü adının geçtiği bir kitaptır ve hasbelkader roman kahrananının eline geçer.Sonra Beyrut'u,Cezayir'i,Kostantinapolis'i,İtala'sı...bissürrü lakırtının olduğu bir yol macerası başlar...Ben yine sevmedim zor okudum.Halbuki en iyi romanı olarak kabul ediliyormuş.🤔
maalouf okundukça beni bozmaya başladı,deneme yazsın o....😉


arka kapak:

Doğu'daki son Cenevizlilerden, antika tüccarı Baldassare Embriaco, 1665 yılı sonlarında, soyunun yüzyıllardır yaşadığı Lübnan'dan yola düşer. Ertesi yıl, İncil'e göre " Canavar Yılı " dır. Ertesi yıl, İncil'e göre düpedüz Mahşer: Kan, ateş, yıkım ve herşeyin sonu!... Zamanın sonu! Dünyayı ve Baldassare'yi kurtarabilecek tek şeyse, Yüzüncü Ad'dır. Kimselerin görmediği bir yazma kitap ve bu kitapta açıklandığı söylenen bir ad: Allah'ın, Kuran'da anılan doksan dokuz adının, sıradan ölümlülere bildirilmemiş olan yüzüncüsü... Tanrı'nın gizli ve yüce adı...

kitapla kalın...

5 Mayıs 2018

hristiyan fundamentalizmi,şula aakbulut albayrak...


Kitap,yazarın yüksek lisans tezi ve Türkiye'de bu konuda yapılmış nadir çalışmalardan biri.Yazar kitaba fundamentalizmin ne olduğu,nasıl ve nerede ortaya çıktığıyla başlayıp nasıl İslam alemiyle özdeştirilmeye çalışıldığıyla devam ediyor.Ardından adından da anlaşılacağı üzere kitaba genelde Hristiyan dünyada,özelde Amerika'da fundamentalizmin ortaya çıkışı,arka planı,inanç sistemi,Amerikan siyasetine yön vermeye başlaması şeklinde ki konularla kitabı nihayete erdiriyor.Bilgi açısından doyurucu bir din sosyolojisi kitabıydı.


kitapla kalın...

bir gözyaşı ve bir tebessüm,halil cibran...


Vadinin Perileri insanı Orta Dünya'da geziye çıkmış ve bir anda elfler ya da orglar belki hobbitlerle karşılaşabilirmişsiniz gibi hissettiren bir kitaptı.Ama bunu hiç sevmedim.Bissürü kısa hikaye var ve ilk elli sayfa yine biyografiden oluşuyor.#halilcibran

arka kapak:

kitapla kalın....

siyaset felsefesine giriş,neşet toku...


Felsefe denilince genellikle ontoloji ve teoloji okumayı sevsemde felsefenin pratik yönünü ele alan kitaplarda çok keyifli bu kitapta felsefenin daha çok pratik yönüne yönelik bir eser. #nesetoku hoca siyaset felsefesini Modern ve Klasik döneme ayırarak işliyor.Klasik dönem de Platon,Aristotales,Salisbury,Maverdi,Farabi ve İbn Haldun'u ele alırken ki Farabi ve İbn Haldun'u çok severim;Modern dönemde yine çok sevdiğim John Locke,J.J.Rousseau'm :), Thomas Homes ve Karl Marks var.Felsefe severlere ve felsefenin siyaset yönüne merakı olanlara tavsiye ederim. ☕

felsefeyle kalın....

marina,carlos ruizzafon...


Marina bir heves edip alıp bir hevesle okuduğum ama bir hevesimin kalmadığı bir kitap oldu.Oldukça övülen ve iyi yorumlar almış bir kitap ve gotik havası da insanı kendine çekiyor ama okuyunca ne anlattı şimdi bu kitap dedirtiyor.Yazar 15 yaşlarında genç bir delikanlının İspanyol Katolik katılığına sahip Cizvit okulunda okuyan Oskar'ın hayatına biraz heyecan ve fantazya katma isteği üzerinden bir hikaye anlatarak pek çok farklı karakterin hikayesine dokunsa da ne olacağına karar verememiş bir kitap hissi uyandırdı bana.Ilk yüz sayfa ha bir şey oldu olacak derken akıp gitti ama son yüz sayfa ne oldu şimdi dedirtti.Neyse seveni çok der giderim.😉


arka kapak:


Barcelona’da bir yatılı okulda okuyan 15 yaşındaki Óscar Drai bir anda ortadan kaybolur. Yedi gün yedi gece boyunca Óscar’dan hiç haber alınamaz.
Óscar şehrin eski bir mahallesini keşfederken tuhaf bir kızla tanışır. Kızın adı Marina’dır. Onu bir mezarlığa götürür. Birlikte her ayın son pazar günü yapılan bir ayini izlemeye koyulurlar. Sabah saat tam onda, siyah kadife pelerinli bir kadın, arabadan inerek isimsiz bir mezarın üzerine tek bir gül bırakır.
Óscar ile Marina kadını takip ederler. Ve böylece, şehrin sokaklarının altındaki gizemli labirentte, dehşet dolu bir hikâye sarmalı içinde bekleyen karanlık sır perdesi aralanır.
Rüzgârın Gölgesi ve Meleğin Oyunu gibi uluslararası çoksatan romanlarıyla İspanya’nın yaşayan en tanınmış yazarlarının başında gelen Carlos Ruiz Zafón’dan kült bir genç yetişkin romanı.

amacı belli olmayan bir kitaptı :/

2 Mayıs 2018

Nisan ayı bilançosu :)


Kadriyem çok verimli bir ay geçirmiş maşllh.😁
📚Farabi/Kitab-ı Burhan
📚Ahmet Ümit/Kırlangıç Çığlığı
📚Ters Ayaklı/Orhan Yıldırım
📚Ahtapotun Ütopyası/Tarık Nesiloğlu
📚Halil Cibran/Vadinin Perileri
📚Dövüş Sanatlarının Temel İlkeleri/Yüksel Yılmaz
📚Şeytan ve Şair/John Underwood
📚Bir Felsefe Geleneğimiz Var Mı?/Prof.Dr.Kenan Gürsoy
📚Dillerin Kökeni/J.J.Rousseau
📚Modern Bilm:Tanrı Var/Emre Dorman
📚Felsefe Yazıları 1-2/Neşet Toku
📚Pinokyo/Carlo Collodi
📚Dinler ve İlkler/Can Karaman
📚Amerika'da Yükselen İslam/Dr.Furkan Aydıner
📚Masonluğun Gizli Dilş
📚Köpek Kalbi/Mihail Bulgakow
📚Anti Terapi/Hakan Alşan
📚Maymunda Ağaötan Düşer/Erdal Güven
📚Tektaşın Kanu/Kemal Kaplan
📚Notre Dame Hokkabazı/Jacquelşne Mirande
📚 Noa Noa/Paul Gauguin ☕

Kitapla kalın...
Related Posts with Thumbnails